Sokakta yürüyen kalabalığıb arasına karıştı. Artık zenginlik de en az yoksulluk kadar değerini yitirmişti gözünde. Sonunda herkesin aynı toprağa gireceğini düşünerek ilk kez yoksulluğundan yakınmadığını fark etti.
Yeryüzünde, ruhunun birazını bile şeytana satmaya değecek hiçbir şey olmadığını biliyordu artık...
Çünkü dünya tarihi davetsiz misafirleri tolere etmez,kahramanlarını kendi seçer,işi olmayanları tüm çabalarına karşın merhamet göstermeden geri yollar; tarihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen biri, artık arabaya yetişemezdi.
Ve son olarak kitleler hiçbir zaman gerçeğe karşı bir açlık duymazlar. Onlar yanılsamaları talep ederler ve bu yanılsamalar olmaksızın yapamazlar. Sürekli olarak gerçeğe karşı gerçek dışı olana öncelik verirler. Gerçek dışı olanların da gerçek olanların olduğu kadar güçlü bir biçimde etkisine kapılırlar. Ve ikisi arasında seçim yapmaya da açıkça bir eğilim duymazlar.