Doğrusu ilkkez bu tipte bir kitap okudum.Kahramanımız Henry Chinaski.Bir otobiyografik roman.Gelin göz atalım.
Öncelikle kitabın akıcılığı açısından çevirmenden kaynaklanan bazı handikaplar vardı diyebilirim ama buna rağmen hayattan ve bizden bişeyler anlattığı için samimi buldum.Fazla argo kelime kullanmasını,bel altına vurmasını "ya bu da söylenir mi" diyebileceğimiz bitakım şeyleri söylemesini, yaşadığı buhranlar içindeki hayatı düşününce heralde ben daha kötüsünü yapardım diyerek ona hak verdim.Insan ne yazıkki ailesini seçemiyor,yaşadığı çevreyi kolay değiştiremiyor..
Henry aslında iyi bir çocuk,zeki ve kabiliyetli olduğunu öğretmenlerine verdiği hazır cevaplığından,spordaki başarısından anlıyoruz.Babasının işsizliği,annesinin az maaşla çalışması,evde devamlı olarak babasından dayak yemesi gibi şartlar onu bambaşka bir insan yapmış..
Bir süre sonra evi terkedip kendi ayakları üstünde duran Henry,Bukowski olma yolunda ilk adımı atmış olur.Hayat onu yalnızlıkla mücadele etmeye zorlar,kendi parasını kazanır,farkında olmadan hayata karşı güçlenirYazarımız inatçı ve kararlıdır.
Sonunda hiçbir süpriz yaşamadım,hep o beklentiyle okumuştum halbuki.Belki siz yaşarsınız süpriz olsun.Ama çok iyi bir ders çıkarttım o da bende kalsın,söylersem kitabın sihri kaçar.
Sizden tek istedigim kitaba başladığınızda önyargılı olmayın,bana hitap etmiyor demeyin,sonucta ortada bir emek var,devamında farklı açılarla değerlendirebilirsiniz sevebilirsiniz,her kitap guzeldir okumaya değer..
Ben kitapları iki kategoride değerlendiriyorum.Çok güzel ve az güzel. :)