Biraz daha rahat gülmek isteyenler o cesareti bulamayıp gülmesini bastırmaya çalışırlarken çıkardıkları tuhaf seslerle başkalarını güldürüyorlardı. Ben de gülüşümü kontrol etmeye çalışıyordum; ama alttan alta bir şeylerin kaynadığını da hissediyordum. Az sonra öyle bir dolmuştum ki artık dayanamadım. Musa dayıyla birlikte aynı anda kahkahayı bastık. Bir baraj patladı sanki! Birden odanın içi öyle gür kahkahalarla çınladı ki ampulde dönen kelebek aniden durdu, baş aşağı döndü, bekledi, sonra işığını söndüren bir uzay mekiği gibi lambadan kalktı, açık kapıdan dışarıya çıktı.
Kaynağı belirsiz bir sesin kendi üzerine kalmamasının hırslı kavgasını veren çocuklar birbirini dürterken Musa dayı bu vukuatın daha fazla faili meçhul kalmasına dayanamadı ve avucunun içiyle dizine vurup doğruldu: "O kimdi?" dedi. "Söyleyin hele!.."
Çocuklara tek tek baktı.
demedi.
"Sen? Sen? Sen? Sen?" diye parmağıyla hangi çocuğu işaret ettiyse de hiçbiri "benim"
deyip kızdılar, çocuklar dönünce de güldüler.
Çocuklar, gülüşmelerin sürdüğü arka tarafa söylenerek bakınca kadınlar "me, nie, niç