Jeddy

376 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Akhilleus ve Patroklos
Kitabı Ben Kirke’yi çok beğendikten sonra alıp kitaplığıma koymuştum. Açıkçası Ben Kirke’de aldığım tadı bu romanda alamadım. Yazarın dili akıcı ancak bunun yazdığı ilk romanı olduğu belli. Meşhur Truva savaşına gelene kadar kitabın 2/3’ü bitiyor ve bana göre akıcılık o noktadan sonra başlıyor. Öncesinde anlatıcı Patroklosu ve onun gözünden Akhilleus’u ve yıllar içinde yaşadıklarını okuyoruz. Bu romanı okuyana kadar Patroklos’un Akhilleus ile bir ilişkisi olduğunu ve truva savaşında Akhilleus’un yanında önemli bir yeri olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden kitapta uzun soluklu ve bence bu kadar anlatılmasının gereksiz olduğunu düşündüğüm aşk ve cinsellik teması beni okurken sıktı. Konu gelmesi gereken yere çok uzun süre gelemedi ve roman son 100 sayfada ivme kazandı. Romanın başında Patroklos’un sürekli kendini daha aşağıda ve yetersiz görmesi, kendini ifade edemeyişi, Akhilleus’a olan aşkının olgunlaşmaması (çünkü yaşları çok genç) okuyup hızlıca geçme hissi uyandırsa da konu ve gidişat ilgi çekici. Queer Edebiyatı için önemli bir yapıt olacaktır.
Akhilleus’un Şarkısı
Akhilleus’un ŞarkısıMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202013,6bin okunma
Reklam
372 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yazarla ilk tanışmam bu üçleme sayesinde oldu. Bu kadar basit bir anlatımla dünya üzerindeki kötülüğü okuyucuya geçirmek yazarın kalibresini gösteriyor gerçekten. Kitabın ana karakterleri ikizler ve tüm roman savaşı ve ikizler ana eksenine almış. Savaşın tahmin edilen ama pek üstünde düşünmek istemediğimiz çirkin yüzünü ilk kitapta gözler önüne seriyor. İkinci kitapta savaş bitmiş ancak arkada kalanları ve hayatta kalıp bununla yüzleşmek zorunda olanları görüyoruz. Üçüncü kitap ise diğer ikisine kıyasla en az beğendiğim ama ana kurguyu tümden değiştiren bir sürpriz sona sahip. Üçleme gerek yazarın akıcı dili, gerek bu kadar nahoş konuların bu anlatımla okuyucuya geçmesi bakımından oldukça başarılı.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,248 okunma
444 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Evli ve iki çocuklu bir kadın olan Nihan’ın sıkıştığı hayatından kısmen çıkma hikayesi. Kendini tanımadan bir ömür geçirmeye yemin etmişken hayatındaki büyük bir kayıpla hem terapiye hem yasak bir aşka başlayan ve eş zamanlı kendini ve sınırlarını tanıma hikayesi. Özellikle ilk 150 sayfa zor akan, kendini sık tekrar eden betimleme ve cümlelerle dolu. Vasatlıkla birlikte sıradışı bir kurgu olmuş.
Renkli Rüyalar Oteli
Renkli Rüyalar OteliEsra Baran · Okyanus Yayınları · 201646 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yakut Orman
Farklılıklara ve farklı olanın zaman içerisindeki yaşadığı zorluklara empati ile bakmak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap. Sanıyorum queer edebiyattan okuduğum ilk eser, kesinlikle daha başkalarını da kütüphaneme katacağım. Yazarın dili oldukça akıcı, anlatımı çarpıcı. Ana karaktere okuduğum ilk andan itibaren ısındım ve merakla okudum. Kitap bittiğinde ise aklımda bir soru vardı; Acaba Molly hayallerindeki gibi bir yönetmen olup film çekebildi mi?
Yakut Orman
Yakut OrmanRita Mae Brown · Umami Kitap · 2021166 okunma
376 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sır
Sır, yazarın okuduğum ilk, muhtemelen son kitabı. Yazarın kalibresini gösteren şeylerden biri olan betimlemeler bu kitapta o kadar çok var ki, 400 sayfalık kitabın 300 sayfası gereksiz detaylarla bezenmiş, sürekli kendini tekrar eden tasvirlerden oluşuyor. Duvarların kartonpiyerinden kumaş çeşitlerine kadar, babasının her mektupta yazdığı aynı özlem cümlelerinden oteldeki vazolara kadar gereksiz ve sık tekrara düşülmüş. Kalan 100 sayfa ise aşk soslu cinsellik. Romanın kurgusunun sizi alıp ele geçirmesini bekliyorsunuz ama gereksiz betimlemeden bunu başarmak mümkün değil. Ayrıca bir Türk Romancı’ya hiç yakıştırmadığım bir dil hakim romana; cümlelerin içinde sık sık yabancı sözcük ve sözcük öbekleri yer alıyor. Kendi kalibresini göstermeye çalışırken, çevirileri varken sürekli yabancı sözcüklerin araya serpiştirilmesi oldukça anlamsız olmuş. Yemekten sonra “smoking room” a geçen erkekler, “white house” ve bir sürü fransızca kelime her sayfaya serpiştirilmiş durumda. Ancak takdir etmek gerekir, romandaki esas karakter gibi müthiş züppe bir anlatım, boş bir içerik ve gereksiz tasvirlerle doldurulmuş 400 sayfayı okutmak büyük başarı.
Sır
SırNermin Bezmen · Remzi Kitabevi · 20121,524 okunma
Reklam
Reklam