Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Jhn do

Jhn do
@Jhndo
İzmir
6 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Düşünme gücümün bana çizdiği sınırlar gerçekten pek dar, oysa bu konuda alınması gereken yol neredeyse sonsuz.
Reklam
Akademi İçin Bir Rapor
Aklıma gelmişken, insanlar çoğu zaman özgürlük diyerek birbirlerini aldatıyorlar; özgürlük en yüce duygulardan sayılıyorsa, onun yolunda aldanma da en yüce aldanma sayılıyor.
Sayfa 73 - Altıkırkbeş (imla hatasi dolu baska yayinevinden alin)
Ondaki yetenek öyle umut ve cesaret verici, fakat o gelecek çarkını döndürmekten öyle uzak ki!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sonra çevremize bakarız, hiçbir şey göremeyiz artık, havanın bizi durdurmasını bile hissetmeyiz ama içimizdeki anılardan medet umarız...
Demem o ki, bu koridorlarda bir şey görmediysen başka katlara çık, yukarıda da bulamadıysan çekinme, daha üst katlara çıkan merdivenlere saldır. Sen çıkmaktan vazgeçmezsen basamaklar bitmez, sen tırmandıkça ayaklarının altında yükselip dururlar.
Reklam
Payına düşen kısacık zamandan bir tek saniye yitirdiğinde ömründe yitmiştir çünkü. Ömrün, yitirdiğin o saniyeden uzun değildir, daha doğrusu, tüm ömrün o yitirdiğin saniyeyle eştir, sadece o kadardır. Bu demektir ki, bir yol tuttuğunda ne olursa olsun devam et; ancak böylece kendini tehlikeye atmaz, kazanabilirsin. Belki sonunda düşmek de var; ama henüz yolun başında geri döner, koşarak merdivenleri inmeye kalkarsan, o anda yuvarlanır gidersin; olasılık falan dinlemez, kesinlikle yuvarlanırsın.
Sayfa 47
Ufukları öyle dar ki! Bu darlık bir hayatı nasıl doldurur, insanın bu darlığı parçalaması lazım.
Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız.. galiba mahvolmuşuz.
Sayfa 107 - Everest Yayınevi
Burada zekanın değil, ayakkabı fırçasının, düşüncenin değil sistemin, hürriyetin değil talimin sözü geçtiğini anladık.
Biz genç değiliz artık. Biz dünyayı fethetmek istemiyoruz artık. Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz. Hayatımızdan. On sekiz yaşında idik; dünyayı, hayatı sevmeye başlamıştık, sevdiğimiz bu şeylere kurşun sıkmak zorunda kaldık. Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. Biz bunlara artık inanmıyoruz, biz harbe inanıyoruz.
Reklam
"Peki ama onların suçu ne?" Sonra yine geliyor; sesi heyecanlı, heybetli de âdeta: "Size söylüyorum," diyor "Hayvanları harbe sokmak, alçaklığın daniskası."
Ziya Gökalp
Açıkçası bir millet, millet olabilmek için fiziksel sınırlarını değil zihinsel sınırlarını genişletmek zorundadır.
Diyor ki, Türk'te tasallüf (kibir) ve tesâhür (övünme) yoktur. Türk, büyük kahramanlıklar ve fedakârlıklar yaptığı zaman, bir fevkalâdelik (olağanüstülük) yaptığından habersiz gibi görünür.
Sayfa 51 - Ötüken