sabah saat altı yirmi iki
karanlık bir gecenin sabaha kavuşmasını bekliyorum.
uzun bir yoldayım şu hayatta sadece
gecelerim gündüz, günlerim ise gece olmuş
bir arabada yolda giderken saydığım şeritler misali zaman da akıp geçiyor.
otobüsün cam kenarında gördüğüm kasabalar kadar uzak düşlerim artık
geride kalan hayallerimi film misali izliyorum
ve yine kırılacak yeni hayallerle kendimi avutuyorum.
neyse, birazdan yine sabah olacak
her şey gibi gece de geride kalıyor
ve belki de her şey hep dedikleri gibi;
''hayatta hiçbir şey olmasa da en azından sabah oluyor''