"Sen önce güven de sevmek kolay." Rasgele karşımda beliren bir cümle canımı bu denli yakmayı nasıl başarırdı? Kalp hep mi bu kadar savunmasızdı? Yoksa aşk mıydı onu böylesine aciz kılan?
"Bence keşfedilmemiş topraklara ayak basmak daha değerlidir; çünkü orada senin adımların, senin anıların iz bırakır. Yoksa kalabalıkta kaybolmaya mahkûm olursun. "
Ben kendimi dünyanın merkezinde hissediyordum galiba. İnsanın neresi acırsa canı oradaymış ya, o hesaptı galiba benimki. Dünyanın en büyük acılarını ben çekiyordum. Çocukluğumdan bir şey anlamamıştım, hiç sevgi görememiştim. Başka? Bu kadardı. Başka sorum yoktu hayata.
Bitirilmiş kitaplar gibi bir şey mi bu sevda, anlamıyorum. Özenle altı çizilen satırlar da yaşanmış bitmiş mi sayılıyor? Kütüphanede öylece bir rafa sıralanmış mı oluyor biten aşklar diğerleri gibi? Artık yenisine mi başlanacak da baş alınıp gidiliyor?
Göz kapaklarım ağırlaşırdı, tutardım onları son gücüme kadar, altında direnirdim tüm benliğimle. Uyumak, yenilmek gibi;gözlerimi açık tutmak ve o anları onunla paylaşmaksa zafer kazanmak gibi gelirdi bana, hayatın tüm terk edişlerine karşı...