Beni anlamadılar, çünkü hiç kimseye hiçbir şey anlatmadım. Çünkü anlaşılmak istemedim, istemem de. Birilerini anladığımı söylediğimde değişen hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Anlamak da, en az anlaşılmak ve mütemadiyen anlaşılmayı ummak kadar bir işe yaramıyor.
Haksız olduğunuzu bile bile kendinizi savunup vicdanınızı rahatlatmaya çalışmaktansa susup özür dilemeyi öğrenmeniz lazım. Buna haksız olmak değil, büyümek deniyor.
‘Bir gönlün güzelliğini, o gönle giren bilir ancak.’ demiş İbrahim tenekeci. Gönüle girmek nedir bilmediğimizden güzelliği sûrette arıyoruz belki de.
Alıntı
Şükretmeyi unuttuğum mutsuz ve dipte bir dönemim vardı, o günlerden sonra iki alışkanlık edindim, birincisi sahip olduğum her şey için şükretmek ikincisi bana kötü enerji veren her yeri ve herkesi terk etmek"