Yavaş yavaş ölürler .
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Heyecandan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki parıltıyı görmek istemekten kaçınanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta ve işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.
Bilinen, gönül doygunluğu sağlıyor olmasa da, bilinmeyen tedirginliktir. Tanıdık acı bile insana güven verir. Onunla başa çıkmıştır çünkü daha önce insan, yine olsa yine üstesinden gelir. Bilinmeyen acılar ise dayanılır şeyler değildir...
Aşk tarifsiz bir güzellikte yolunu kaybetmek değil midir? Hüznün tadına doyamadığınız mevsimi değil midir? Göğsünüzü her türlü yaralayıcı darbeye gönüllü olarak açmanız değil midir? Aşk, içimizdeki yangına sahip çıkmamız değil midir?
Sayfa 8 - Gökhan Özcan - Her Şeyi Yaşayıp Bitirdiğimizde, Yeniden Başlayan Nedir?Kitabı okudu