Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ersin keskin

Ersin keskin
@Karadeniz28
13 Ocak 2003
25 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Bir gün bir şarkıda aklına gelirim belki ama sadece aklına gelmek ne acı. Bir koku ile hatırlarsın beni ve o koku yüzünden anılmak ne acı. Gözlerine değen bir fotoğraf karesinde hissedersin özlediğini ve yine o fotoğraf yüzünden özleyeceğini bilmek ne acı. Neden bütün bunlar acı geliyor biliyor musun? Ne özlemesi, ne hatırlanması ne anılması gerekmeyen bir yerde yaşayamamak çok acı. Tam da ruhunun tamamlayan kısmında, yanı başında, nefesinde bakışında, dokunuşunda olamamak ne acı.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Yaralıların yaralarıyla yaralanmaktan, iyi dediğim bir günüm yok. Canı acıyan canımı yakıyor. Can kırıklarından kesik, yırtık içinde ruhum. Bir koku ile nefes aldım, bir bakış ile görmeye, bir dokunuşla yaşamaya başladım dediğim günden itibaren yaşamıyorum. " Aşk budur" kanaatimden beri hiçliğim yok. Yokluk ile var olma çabasındayım.
Sayfa 104Kitabı okudu
Seninle gerçekti şiirlerim, sensizlikle bilinmeyen bir sahtecilik yapıyorum âdeta. Allah'tan, mutlak suretle olmayanı var göstermek yeteneğimiz var.
Sayfa 103Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Saçlarının kıvrımlarında, ellerinin bir zamanlar sıra dışı gelen hareketlerinde, yürüyüşünde, omuzunda, göğsünde, nefesinde kalmış aklım. Bakışların ise o beni içine çeken senden zerreciklerle dolu şarkıların görünen yüzü gibi şimdi. Acıyla gülümsemeyi öğrendim. Seni andığım her an için acıyla gülümseyişlerim var artık. Acıdan gülüyorum.
Sayfa 100Kitabı okudu
Sarsıyorum kendimi. Senden kalan sızılarımın etkisini hissetmemek için kendimi zihnin duvarlarına çarpıp sersemletip, bir süreliğine uyuşturuyorum. Öyle çivi çiviyi de sökmüyor. Çivi çiviye eşlik edip gideni daha çok getiriyor gözünün önüne. Saklandığı yerden çıkartıyor hatırlanmak istenmeyenleri.
Reklam
En kutsal aşkların bitiş nedeni de zihin celladının eline düşen saflıktır. O kahramanlık destanı yazdığınız hayranlık günleriniz, zihin uyanmasına müsade ettiğinizde çeker gider.
Cemalce konuşurdun sen sevgili, aşkça anlaşırdık seninle. Başka bilindik cümlelere ve etraf seslerine kulak tıkadığımızda aşk konuşur, biz susardık.
Korkutuyorum insanları. Kaçırıyorum kendimden. Aslalarım, imkansızlarım, mümkün değillerim çok sayıda bu aralar. Sesinin içindeki bensiz, sevgisiz kelimelerini dinlerken bile sevgimden saatlerce ağlayabilirim ve şükredebilirim Allah' a beni aşkla tanıştırdığı için.
Yüzümdeki gölgedesin, doğum lekesi gibi bir izsin ruhumun en görünen yerinde. Herkesin dikkatini çekiyor o leke ve herkes biliyor ki asla geçmeyecek. Zamanla alışılabilir bir görüntü gibi gelse de o hep orada duracak ve her yeni ruh tanışmasında fark edilecek yeniden.
Geçmişin gri bulutlarından kendimi göremez oldum. Buralarda bir yerlerdeyim sana rastlatisaya kadar ve senden sonra iyice kayboldum. Bul bulabilirsen o eskimiş, terk edilmiş, unutulmuş beni şimdi.
Reklam
Tomris hanım, her gün aynı saatte evine gelmesini, yalnızca onunla vakit geçirmesini gereksiz bulduğunu söyler. " Çık dolaş, dostlarınla vakit geçir, sonra eve gel," der. Cemal Süreya bu sözlere içerlesede , Tomris Hanım'ı mutlu etmek adına ertesi akşam yarım saat geç gelir. Bir kaç gün değişik saatlerde eve gelmeye başlar. Cemal Süreya, saatin tutarsızlığını sağlamak için evin karşısında ki duvar dibinde oturup bekler. Bir akşam Tomris Hanım pencereden cemal' i görür. Gerçek ortaya çıkar. Cemal Süreya, Tomris Hanım' a verdiği sözü tutmak için evinin kapısının önünde zaman geçirmektedir. Yine onun olmadığı bir yerde değildir.
Derin yaralarım, sızım sızım sızlayan acının kör kuyuları var. Sana doğru yola çıkan cümlelerim yok henüz. Geçmişe dair sayfalar dolusu hislerim var hâlâ ve maalesef silinebilir değiller.
Gözler...
Göz dili okumak herkesin yapabileceği bir şey değildir. Göze bakmak bile cesaret, özgüven ve samimiyet ister. Bir gözün gizli cümlelerini keşfetmek ise gerçekten insani bir özen ister. Sadece göz olduğu için değil, ruhun dışarı açılan penceresi olduğunu fark ederek bakmalı gözlere.
Yasemin, begonvil süslü beyaz evimin maviye bakan penceresi, seni sevdiğimi itiraf ediyorum. Hayatının hayatıma eklenmesini dilemeye utanıyorum aşk küsecek diye. İnsan kusuru ile bu aşkı lekelemek istemiyorum...
Mevsimlerim karışıyor, bildiklerim siliniyor, aynadan göçüp gidiyor benliğim. Sen aşk içinde körebe oynadığım bir günde kuvvetini yitirmiş kollarımın arasına düşüverdin. Aşkça yaşamak için beni yeniden kuvvetlendirdin.
288 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.