İnsan köylerde, dağ başlarında ve mağara kovuklarında da samimi olmak, içinden geldiği gibi, içinden geldiği kadar gülüp ağlamak hürriyetine sahip değilmiş.
Biliyordum ki, toprak katı ve tabiat zalimdir ve insan cinsi bozuk bir hayvandan başka bir şey değildir; biliyordum ki, insan hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve en az sevimli olanıdır. Evet, bilhassa en az sevimli olanıdır.
Kitabın ismi aynı ada sahip öyküden gelmektedir. 3 kısımdan oluşan kitapta toplamda 16 adet öykü bulunmaktadır. Yazarın 1927 ile 1934 yılları arasındaki hikâyelerini içerir. Ayrıca kitap ön sözünde Sabahattin Ali’nin kendisine yönelik eleştirel düşünceleri yer alır.
Bu ilk denemeler arasında aşk tema olarak baskındır. Duygulu ve hayalci anlatımına temiz bir dil eşlik eder. Aynı zamanda gerçekçi, toplumcu bir tavır da sezilir. İnsanı ve doğayı içi içe belirleyen o güçlü anlatımın ilk örnekleri Değirmen’de belirmeye başlar.
Kitaba adını veren Değirmen adlı hikâyede bir çingenenin aşkını ve aşkı için neler yapabileceğini anlatıyor. Yaz gelince çingeneler gruplar halinde köy köy dolaşıp kalacakları ve çadırlarını kuracakları bir yer ararlar. Burada, Atmaca’nın grubu böyle bir yer ararken, uzakta bir değirmen görüp oraya giderler ve hikâye başlar.
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,6bin okunma
Dostluklar, hovardalıklar, kabadayılıklar, yalnız ekmek düşünenlerde yavaş yavaş yok olmaya başlayan bu hisler ve hareketler, bir hatıra bile olamayacak kadar kafalarda sislendi.
Heyhat, saadet dedikleri el, insanları okşamakta pek hasistir. Yalnız gülümsemek ve sevişmek için yaratıldıklarını sanan bu gençler de o elin mukadder tokadını yemekte geç kalmadılar.