Yasemin Yalçın
@Kitap_kumu
Öğretmen
Üniversite
16 Nisan
32 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Merhabalar arkadaşlar sizlere uzun bir aradan sonra yeni bir kitap ile karşınızdayım.
İtiraf etmeliyim ki benim için okuması uzun ve biraz da zor olan bir kitaptı.
Kapağında yazdığı cümle beni kitaba çekmişti aslında "Kokuşmuş adalete ithafen; çürüyen çağın romanı." Maalesef bizim çağımızin romanı. #çürüme
İlk saflarda ne yapmaya çalıştıklarını kavrayamadiğım Öncü ve arkadaşı Masum.
Bu iki karakter olmayan adeleti sağlamak isteyen bir örgütün içerisinde . Kendi iç huzurlarını bulmak. Kitabın içerisinde iç hesaplaşmalarını İkilinin birbirini çıldırtan hareketlerini okuyoruz. Daha çok felsefik biraz psikolojik alt konu olarak birazcık da siyaset eklemiş yazarımız romanına. Zorlanarak okumamın sebebi hayatın gerçekliğini adaletin bu şekilde olmaması gerektiğini görmüş olmamdır.
Her Ay Okuyanlar Kulübü 
Çürüme 
Emre Timur
Aslında kitabı elime aldığımda isminden dolayı kanlı savaşli sahneler böyle bir roman okuyacağımi düşünmüştüm.
Kitabı ismine göre yorumla huyumdan vazgeçmem gerekiyor galiba Çoğu zaman bu tuzağa düşüyorum .
Gelelim kitabımıza kitabımız gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek yazılmış bunu belirtmek isterim.
1916 yılının kış mevsiminin son günlerinde evlerine yapılan saldırı ile artık dayanamaz hale gelen hayatlarını sonlandırmak için göç ederler Avcı Osman ve ailesi.
Hatay'ın Dörtyol ilçesine gelerek burada kumarhane işletmeciliği yaparak geçinmeye başlarlar.
Kumarın her türlü hilesini tuzağını en usta şekilde öğrenip öğretiyor burada.
Kadir sonrasında yamyam olacak kişi Avcı Osman'ın oğlu bu kumarhanede büyümüş her anı orada geçmiş .
Ama bir gün bir Müşterinin halinden öyle etkilenir ki o an hayran olduğu büyülendiği işin insanlara neler yaptığını görür ve karar verir o bu işi devam ettirmeyecek.
Çalışıp çabalayıp üniversitesi kazanacak ve kendi yolunu çizecek.
Öylede yaptı üniversitesi sınavını kazandı. Orada Avcısı Ömer ile tanışacagını bilmeden... 
Yamyam ve Avcısı 
Özkan İrman
Kahramanımız Mert 10 yıl sonra kendi kasabasına annesinin yaşadığı eve gelir. Tek başına kimseyi tanımıyor sadece kız kardeşi bulunuyor bu kasabada ama ayrı evlerde. Bir gün karnını doyurmak için bir pastaneye oturuyor ve karşıda bulunan kapatılmış fakat hala güvenlik görevlisi tarafından korunan lunapark dikkatini çekiyor. Kahramanımız bu parkı soruyor ve ona yaklaşmaması gerektiği söyleniyor. O lunaparkta küçük bir kız kayboluyor ve bir gizem olarak yıllarca ora kapalı kalıyor.
Bunu merak ediyor ve peşine düşmek istiyor Mert. Hem günlük tutuyor hem de ses kaydına alıyor günlük yaşantılarını. Lunaparkta eskiden deneyler yapıldığını öğreniyor ve bir gece gizlice lunaparka giriyor. Ses kayıt cihazı elinde olanları anlık kaydediyor. Çok uzun sürmüyor ilk keşfi ve hemen eve dönüp kaydettiği sesi dinleyip defterine geçirmek isterken . Aslında hiç yapmadığı bir konuşmayı ve o an orada olmayan biriyle kısa bir konuşmasının olduğunu görüyor. Ama o gece o lunaparkta yalnızdı buna emindi ve bu ses kaydındaki o kişi ile bu konuşmayı hiç yapmamıştı. Neler oluyordu bunu kesinlikle çözmesi gerekiyor ama nasıl? 
Son 
Melike çekiç
Okur Takip Önerileri
Yazarımız harika bir anlatım ile hem toplumsal sorunlarımızdan hem de insanların bulundukları yaşam alanlarının farklılıklarından bahsediyor.
Kahramanımız kendi hayatında boşlukta olan bir kişi. Tamer Arslanoğlu bir gün hiç beklemediği bir anda bir trafik kazası sonucu yoğun bakıma mahkum kalıyor. Dışarıdan bakanlar için bir yoğun bakım ama kendi içinde zaman yolculuğu.
Zaman yolculuğundan daha çok hayatlar yolculuğu.
Bir zaman pazarlamaci Tamer Aslan
Bir dönem bakıyor Vali
Bir bakıyor evsiz barksiz sokakta yaşayan bir Tamer.
Bu hayatlar içerisinde dolanırken neyi bulmayı amaçlıyor. Bu yaşamlar içerisinde nasıl bir yol izliyor kitabı okudukça merak uyandıran konular.
Hayatlar arasında gezerken biz kendimizi kaybedeceğiz Tamer Arslanoğlu kendini bulacak. O zaman buyrun beraber yolculuk yapalım
Zaman Kıskacı 
Mirza Tazegül
Evet arkadaşlar benzerini okumadığım bir tür ile geldim okurken tahmin yapmaya çalışmak bir an önce okuyup hangisinden bahsediyor diye düşünmek heyecanlı oldu. İsminden dolayı önce polisiye insanların sıradışı şekilde yaptığı cinayetlerden bahsediyor gibi düşündüm ama aslında öyle değilmiş.
Hayvanlara insanı özellikler yükleyerek anlatılan bir çok hikaye kitap okumuşuzdur. Ama siz hiç insanlara hayvani özellikler yüklenerek yazılan bir kitap okudunuz mu. Bence bu kitabı okumalısınız. Hayvanlar alemini insanlar üzerinde anlatmak çok farklı bir fikir nereden nasıl esinlenmiş yazarımız bilmiyorum. 
Organik Cinayetler 
Ozan Çakmakoğlu
Merhabalar arkadaşlar şimdi de #kasaba kitabı ile karşınızdayım.
Kitabı okurken nefes aldığımı yazarın anlatımı ile ben de orada yaşamak istediğimi hissettim. Ege'nin küçük bir kasabasında başlayıp bizi farklı hayatlara götüren bir kitap.
Salih ve Ayda'nın hikâyesi.
Arkadaşı için hapse girip kız kardeşini bırakmak zorunda kalan Salih sonrasında başından geçen türlü türlü badirelerden sonra Bulgaristan soykırımından kaçan Ayda ile mutluluklarını okuyoruz. Ama bu mutluluk için neler yaşamaları gerekiyor bunu isterseniz okuyup görelim.
Yazarın sıkmayan akıcı ilerleyen hemen okutan bir anlatımı var.
Ve yazarın özenle yerleştirdiği Mavi kelebekler detayı ve soykırımı unutmamamız adına kitabımıza yerleştirdiği mektup. Okurken bizi hem duygulandırıp hem düşündürmeye teşvik ediyor.
Keyifle okuyunuz 
Kasaba Her Ay Okuyanlar Kulübü
Kitabımız güzellik takıntısı olan bir kraliçe ve bu kraliçenin damızlık olarak kullandığı gençlerle olan olayları anlatıyor.
Nükleer bir saldırısı sonrası mutasyona uğraşmış bir yer var. Kendide bir zamanlar mutasyona uğramış fakat sonrasında güzelliğine güzel kattığını inanan kraliçe Marcilus bu mutasyonlu nesilden kurtulup mükemmel bir nesil oluşturmak istiyor.
Köylerden 18 yaşını geçmiş gençleri büyük bir güzellik yarışına sokarak tek tek damızlık olarak kullanmak için seçiyor. Ailelerin başka çaresi yok ya seçilmiş çocukların ailesi olup bulundukları konumdan daha rahat bir konuma geçecekler yada secilmeyen çocukların aileleri olup bir daha çocuklarıni göremeyecekler. Seçilmis çocuklar refah içinde tabi kraliçe Marcilusa göre ya seçilmemiş çocuklar onlara ne olacak. Bunu aileler hiç bir zaman öğrenemiyor . Öğrenenler ise başkalarına öğretebilmek adına bir şey yapamıyor.
Kanla yıkanma, işkence odaları, kafesteki kuzgunlar, kraliçenin emrinden bir an bile çıkamayan muhafızlar, masum görünen fakat insanın hafızası ile oynayan çiçeklerle kaplı bir şato
Fantastik - distopik bir kitap okumadiysaniz mutlaka bu kitap ile başlayın derim.
Şarlatan 
Aytuğ Tunç Deveci
Kitabımız her bir sayfaya bir paragraf olacak şekilde 100 sayfada 100 paragraf olarak hazırlanmış. Bir sayfa bir paragraf olarak düşünmeyelim her paragraf sizi kitabın isminde olduğu gibi derin derin düşüncelere sevk ediyor kitap hemen okuyup bitiriyorsunuz belki ama her okuduğunuz sayfa bazen sizi geçmişe götürüyor bazen şimdi De bırakıyor bazen de geleceğe doğru bir kapı aralıyor. Kitabı okuduktan sonra yani bende öyle oldu diyeyim kitabın sadece bir isim değilde farklı anlamlar ile isim değiştirdiğini düşünüyorsunuz. Aynı isim bir kaç farklı anlam düşündürebiliyor size. Bu kitabı hemen okudum bitti olarak değilde sonraki zamanlar düşünmek istediğiniz de bir paragraf ile düşüncelere dalmak istediğiniz de alıp rastgele sayfasını çevirip o an belki geçmişe belki geleceğe yolculuğumuzu Başlatabilirsiniz belli mi olur belki de aynı sayfada siz geçmişe ben geleceğe gitmiş oluruz
Derinlerde 100 Burak Durhan
Bir cuma günü Ahi
Bazen ne diyeceğimizi bilemeyiz içimizde ki huzur ile susarız şuan da yaşadığım duygu tam olarak bu
Defalarca okunası bir kitap ile karşınızdaym bu sefer. Ruhumuzu dinlendirip gönlümüze şifa olacak manevî bir eser.
Ferit ve Ahi'yi anlatıyor yazarımız . Ahi'nin fani aşktan nasıl manevî aşka yol aldığını okuyoruz. Ferit'in Ahi' den aldıklarını ne güzel yüreğin var Ferit . Okurken ben de böyle düşünebilsem hayat belki de daha yaşanılır yer olurdu diyor insan. Kitabın en çok sevdiğim taraflardan biride şiir ile ilerlemesi duyguları düşünceleri şiirle ne güzel ifade etmiş yazarımız. 
Bir Cuma Günü Âhi 
Oğuzhan Karagül
Merhaba kitap dostları bugün sizlerle kalemi ile ilk defa tanıştığım @mevlutasanofficial Kitabı #ıslakveyeşil den bahsedeceğim
Benim için sıcaklık dolu eskilere götüren bir eserdi.
Yazarımızın kullandığı unutulmaya yüz tutmuş kelimelerimizi yerinde ve özenle kullanarak bize hoş bir okuma keyfi sunuyor.
Kitabımız
Mahir'in çocukluktan başlayıp hayatını konu alıyor arkadaşları ile okula gitmeleri akrabaları ailesi ile sıkı bağları ve ilk aşkı sevdiceği Zeynep'i anlatıyor. Mahir'in annesi için uğraşları onu mutlu etme çabalarına Şahit oluyoruz. Küçücük yüreği ile 6 yılda harçlarını özenle biriktirip annesi için aldığı bileziğe annesi ile duygulanıyoruz. Mahir'in Babası sevgisini göstermeyen bir baba. Ketun bir babaya sahip olsada Mahir'in kalbi de kendi de çok naif. Mahir için her şey güzel giderken doğum gününde daha da mutlu olacakken olamıyor. Ne olacak Mahir'in o günden sonra hali ah Mahir ah Zeynep sana iyiki doğdun derken sana sarılırken nede mutluydun...
Mahir o gün den sonra neler yaşıyor okuyarak yaşayıp öğrenmek ister misiniz.
Islak ve Yeşil Mevlüt Asan
Merhaba kitap dostları bugün sizlere okumam biraz zaman aldığı bir kitap ile geldim öncelikle kitapta emektarlara söz verilmesi hoşuma gitti.
Kitabın başında editörden , muzisyenden, kapak çizerinden sözler bulunuyor.
Kitabi okurken biraz zaman almasının sebebi ise içerisinde bulunan türküleri dinleme isteği ve o türküleri dinleyip hissiyatı yaşayarak okumaya çalışmamdır.
Romanımızın asıl karakteri Manolya ailesi tarafından sevgi ile özenle büyütülmüş. Çiçek li amca sayesinde çiçekleri seven her çiçeğin hikayesini bilen saz aşığı sosyal bir kızımız. Psikoloji severler için de çok keyifli bir kitap.
Çiçek kokulu bol ezgili bir kitap keyifle okuyun efendim
Ve kitabımızın türküsünü dinlemeyi unutmayın 
Manolya & Megaloman 
Elif Can
Merhabalar Biyografik romanlar ile ilk tanışmam bu kitapla olduğu için mutluyum Ön yargılarımı kıran bir roman oldu çokta iyi oldu . Evet gelelim kitabımiza.
Nazım Hikmet Ran'ın kız kardeşi Samiye'nin 1973 yılında yani ölümünün 10. Yıl dönümünde abisine mektup şeklinde hayatını anlatıyor. Okurken bir kardeşin abisine olan özlemini. Bir sanat severin hayranını. Bir arkadaşın hüznünü okuyup yaşıyoruz.
Nazım Hikmet'in şiirlerini duymayan bilmeyen yoktur bende onlardan biriyim. Fakat hayatına dair ilk defa bu kadar yakından detaylı bir şekilde öğrendim. Çocukluğundan hapis hayatına evliliklerine dair her şeyi birebir kız kardeşinden okumak keyif veriyor. Sanatı için düşünceleri için çabası gerçekten takdir edilesi hayranlık uyandırıyor. Sadece keşke bu kadar şıp sevdi olmasaydı dedim Sevda evlilik hayatına gelince.
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederm. Nazım Hikmet'in hayatını okurken o dönem ile ilgili bilgiler ediniyoruz. Başlayınca bitirmelik bir kitap. Tavsiye ederim 
Cebimde Yoktu Yüreğimden Verdim
Sizlerde bugün bir oturmada okuyacağımiz #Kediveadam öykü kitabım ile geldim. Kutabi bir ismini aldığı öyküyü sona bıraktım bencede iyi yaptım
İçersinde kısa kısa öyküler var hepsi yüreğimizi burkan hayatın gerçeklerini tam ortasından bize gösteren. Kedi ve adam öyküsüne gelmeden çokta hüzünlenip asıl öyküye gelince biraz gülümsediğim bir kitap oldu. Kedi ve adam kedinin gözünden bizim dünyamızı anlatıyor .
İçerisinde neler neler.
Kendisini bilmeden Sadece eşi çocuklarına adayan anneler.
Çiçeklere gösterilen sevginin Sadece bir kısmını bekleyen çocuklar.
Öldükten sonra değerini anlayip biraz olsun etraf güzel görsün diye annesinr her şeyini feda edebilecek evlatlar.
Kendisinden olmayan kişileri çok uzak çok aşağıda gören insanlar . Eeee devamınida siz bulun daha neler neler 
Kedi ve Adam Zeynep Kasap
Bugün size okurken ve sonunda kalbimi hüzünle dolduran bir kitap ile geldim #ikincitekilsahis . İlk başta okurken biraz kafam karıştı gibi oldu ama tarihler arasında gidip gelmek hoşuma gitti zamanla. İsminin ikinci tekil şahıs olması da ayrı bir yakışmış kitabı yani SEN kitaba geçmeden önce hoşuma giden başka bir şey daha söylemek istiyorum. Kitabın karakterlerin isminin olmayışı ama şaşırtıcı derecede hiç rahatsız etmedi bu durum o kadar güzel psikolojik tanımlar yapılmış ki isme gerek kalmadan bir çırpıda bitiyor kitap . Sonu hiç beklemediğimiz bir şekilde hemde.
Kitapta anıları yazan asıl karakterimiz saplantılı derecede aşık.
Saplantılı ama kimseye zararı olmayan kendince yaşayan kendine zararı olan bir aşık. Bu aşığı seven başka bir aşık saplantılı aşkını bilen ona rağmen bunu kabul edip kendini mutlu olma hayallerine kaptıran konuşamayan ama yeşil gözleri ile herşeyi anlatabilen başka bir aşık. Adam verdiği sözü tutarcasina son nefesine kadar aşkını kalbinde yaşıyor. Yanındakini sevsede aklındakine vurgun. Ve yazdığı herşeyi bir gün okur hayali ile yazan biri
Bütün duyguları iliklerimize kadar hissedebileceğimiz kitabın bir bölümüne kadar adama acıyıp bir bölümünde kızıp tekrar başka bir bölümden kızdığımiza kizacagimiz bir kitap .
İkinci Tekil Şahıs 
Berkay Güzel
kısa ama etkili bir öykü kitabı Jordan Endülüs ve elma ağacı. Onbir öykü ve bir şiir bulunan her biri farklı içeriklerle dolu bir kitap.
Seçimlerin En İyisi
Çocuk ve Majesteleri
Azrail mi?
İki
Post-Modern Hasta
intihar Komandosu
Akıl Sinavı
Sincabin Yolculuğu
Sokakta Uzun Yürüyüş
Dört Tüfek., Dört
Postal
Aslanın Pençesi
Ey Endülüs, Endülüs
Hepsinin verdiği mesaj ayrı ayrı hepsi birbirinden hoş ama beni en ok üzen en çok düşündüren sincabın yolcuğu oldu 
Jordan Endülüs ve Elma Ağacı Burak Çapraz
Ana karakterimiz Narin ailesini yeniden kazanabilmek için koca bir aileyi yıkması gereken bir kadın. Ailesi ile bir trafik kazası yapıyor eşi ve kızı yoğun bakımda onu bekliyor . Ve sahilde tanıştığı bir adam ile ailesini geri getirecek umudunu yeşertiyor içinde. Bir balığı canlandıran Arraf Narine Hüma (her kimlige bürünebilen bir baykuş ) ile yardım edip bir ailenin felakete sürüklemesini ancak bu şekilde ailesini geri getirebileceğini fakat bu yola çıktığı zaman geri dönemeyecegini söylüyor . Narin bunu çok sorgulasada kabul ediyor. Çalışmak için girdiği evde kendini sevdirip kimseyi sevmemesi gerekiyor bunu yapabilecek mi acaba. Sonunun beklemediğim gibi bitmesi beni mutlu etti bu şekilde olan kitapların etkisi büyük olur bende. Sizide Narinin ailesini kurtarma çabasına davet ediyorum
Belki bir rüya belki bir gerçek Narin neler yapacak bu süreç içerisinde bunu soluksuz okumuş olacağız bu kitap ile.
Özlem Oğuz 
Narinnar
Bugün sizlere kısa zaman önce kitaplığımda yer verdiğim "On bir" kitabı ile geldim.
...
Konstantinopolis, Venedik, Antartika ve İstanbul arasında gizemli , akıcı, gerilim dolu ve film tadında bir kurgu. Ana karakterimiz Kayra başarılı bir akademisyen. Hem işinde hem de alanında gösterdiği başarılar onu gözde bir öğrenci yapıyor.
Tercih vereceği sırada üniversitenin dekanı kendisini odasına çağırır ve yıllar önce babasını kaybeden Kayra'nın da, üzerinde çalıştığı ve bir sonuca ulaşamadığı işi ona teklif eder. Kayra duydukları karşısında şaşkına dönerken, Dekan elinde eski bit mektupla kendisine daha önce de babasının bu iş izinden gittiğini, çalışmalarını sürdürdüğünü anlatıyor.
Bu şimdi zaman kurgusu. Asıl kurgu geçmiş zamanda yani 1185 yılına gidiyor. Seçilmiş çocuk olan Manuel'in dönemine. Bu çocuğun çok gizemli bir tarafı vardır ve alnında 11 rakamı gizlidir.
Günümüze kadar neden ve nasıl hangi ugraslarla geldiğini, bir solukta okuyacağınız bir eser. Mitoloji ve tarih sevenlerin kesinlikle okuyacağı bir eser. 
On Bir Nur Çakmakçı Algün
Merhaba sizlere gerilim ve korku kitabı ile geldim. Değişik ritüelleri olan bir kurguyu bizlere sunuyor yazarımız. Tarık, yurt dışında iyi eğitimli bir psikiyatristtir. Babasının vefat haberini alır almaz, daha önce belli sebeplerden dolayı arkasına dahi bakmadan kaçtığı köyüne geri dönmek zorunda kalır.
Bu köyde çok değişik bir ritüel var. Burada erkeklerin evlenmeleri için dolunay ayını düzenleniyor. Bu erkeklere bedel ödeyenler adı veriliyor. Kurgu Tarık'ın memleketine geri dönmesinden sonra geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman olarak anlatılıyor.
Egzotik, fantastik ve distopik türü ile gerçekten merak uyandıran bir eserdi. Sizlere tavsiyemdir.
Cüneyt Candaş 
Bedel Ödeyenler
Merhaba arkadaşlar.
500 yıl önce Mezopotamyada ihanetin ve aşiretlerin yüzünden kavuşamayan iki aşığın hikâyesi Mirza ile karşınızdayım bugün.
Azad ve Avzem'in efsanevi hikâyesi . Bu efsanenin ortaya çıkardığı efsunu çözmek görevi olan Mirza'nin hikâyesi. Mirza'nın yapması gereken 500 yıllık korunan bir çiçeği almak.
Mirza bunu başarabilecek mi? Mirza bunu başardıktan sonra bu özel çiçek efsunu bozabilecek mi ?
Sizi bu gizemi çözmeye davet ediyorum. 
Mirza Ahmet Can Cankurtaran
Babasına aşık bir Yıldız..Babasının Varlığıyla, gülüşüyle, gölgesiyle dahi mutlu olabilen bir kız çocuğu. Bir gün terk edilmenin en acı kısmını, en karanlık kısmını bilemeden, küçücük kalbi ile ilk aşkı olan babasına olan tutkusunu okuyoruz,
7 yaşındayken babasi tarafından terk edilen Yıldız, ondan kalan tek hatıra ile Lilith kolyesi ni hiç boynundan çıkarmaz. Büyüdüğü zaman da bir Lilith olacağı aklına gelmez ama, terk edilmenin altında yaşamak insanları evriltir
Güzel hayatı içerisinde karşılaştığı her erkeğibabasına benzetip, yaşadığı travma ile kişilik bozukluğu yaşayan Yıldız, Derman ile adeta yeniden doğmuş gibi hissedecektir. Bakalım ne kadar sürecek bu durum. 
Hatice Dökmen 
Ademelması
Sıradışı
Evet arkadaşlar bugün sizlere sonunu merak ettiğim hatta dayanamayıp azıcık sonuna baktığım ama sonradan o sona nasıl gelmiş diye dahada meraklandiğım bir kitap ile geldim...
"Sıradışı" kitabı.
Savaş muhabiri olan Can Mesleğinden istifa edip dinlenmek için ana kucağına, memletine gitmek için yola çıkıyor. En büyük hayali savaş muhabirliği zamanlarındaki anılarını, gördüklerini kitaba dökmek.
Can annesine memleketine kavuşuyor. Eski işinden bağımsız bir iş ile kısa sürede hayata atılıyor. Bir sabah kahvaltı için gittiği küçük bir mekânda Aynur ve Sibel ile tanışıyor. Aynur ve Sibel'den ilçeyi türlü yolsuzluk ar her türlü tehdit ile ele geçirmiş ama kimsenin bir şey yapamadığı bir çetenin varlığını öğreniyor. O gunden sonra istemesede tehlikenin, adaleti var etmenin, memleketinin huzurunun, doğruluğun peşine düşüyor kendini bekleyen tehlikeyi bilmeden.
Can için bu tehlikeli yol nasıl ilerleyip nasıl şekil alacak okuyup görelim.. 
Sıradışı Ogün Can
Kadavra Mevsimi
Herkese merhaba. Bugün kalemi ile ilk defa tanıştığım yazarımızın eseri ile geldim. Okurken tüyleriniz urperecek ve bu kurgunun gerçek olup olmayacağını sorgulayacaksınız. Ana karakterimiz tıp öğrencisi ve öğretimi aldığımı okulda her öğrenciye bir kadavra düşecek şekilde dizayn edilmiş bir eğitim sisteminden bahsediliyor. Bu kadavralar arasında gizemli, mistik bir bağ olduğunu hissedenler ise inanilmaz bir olaya tanık oluyorlar. Kadavralarin arasında nasıl bir bağ vardır? Okulun amacı nedir? Kadavralar seçilmiş mıdır? Bu soruların cevabı kitapta. Sizlere keyifli okumalar dilerim 
Kadavra Mevsimi Cüneyt Candaş
İzmir Masalı
