"Onlara hiçbir zaman kızamıyor, onlardan nefret edemiyor, sadece zavallılıklarına, daha doğrusu insanlığın bu kadar tiksinecek hale gelmesine acıyordum."
“Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.”
“Tıpkı cehennem gibi cennet de zihnimizdedir. Cennet haz duyduğumuz, sevmekte özgür olduğumuz ve kendimiz olduğumuz bilinç boyutudur.
Yaşarken cennete ulaşabiliriz. Ölmeyi beklememiz gerekmiyor. Tanrı daima anda yaşar ve cennet her yerdedir. Cenneti görebilmek için önce, gerçeği gören ve duyan gözlere ve kulaklara sahip olmamız gerekiyor. Gözlerin ve kulakların açılması için parazitten özgürleşmemiz gerekiyor.
Parazit, bin başlı canavara benzetilebilir. Her baş korkularımızdan biridir. Özgürleşmek için canavarı yok etmemiz gerekiyor.
Bunun birinci yolu parazitin başlarına tek tek saldırmaktır. Bu, korkularımızla teker teker yüzleşmek anlamına gelir. Yüzleştiğimiz her korku bizi biraz daha özgürleştirir.
İkinci yol ise paraziti beslemeye son vermektir. Parazite hiç gıda vermezsek onu açlıktan ölmeye mahkum ederiz.”