Hülya ..

Kierkegaard, yaşadığı çağı tutkunlarını yitirmiş bir çağ olarak görür."çağımızın tutkudan yoksun bir akıl ve düşünce çağıdır".der. Bu çağda bilim ve tefekkür uğruna tutkular yok edilmiştir. Ve insan bir akıl ile zihin varlığı olmadan önce bir tutku varlığıdır.
Reklam
İnsanın gelişimi onun ampirik yaşamının, genel ölçüsü ile birlikte,'' yabancılaştirilmis yaşamının ,insan olarak değil,maddi zenginlik olarak varoluşun ölçüsüdür. İnsan yalnızca zengin olduğu, kendi varoluşunun değil zengin olmanın keyfini çıkardığı ölçüde akılı, yetişkin, ahlaklı, estetik duyguya sahip bir varlık olmaktadır.
Değişen benim sanıyorum. En kolay ve tatsız olan da bu .Ansızın ortaya çıkan bu dönüşümlere uğramış olduğumu kabuk etmek zirundayim. Sık sık düşünen birisi olmadigim için ben farkında olmadan içimde bir yigin başkalaşim birikir ve günün birinde gerçek bir devrim ortaya çıkar. Hayatıma tutarsız ve çelişik bir görünüm veren de budur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İçimde olup bitenler , belirgin izler birakmali.
Sayfa 16
İnsan özgürlüğe kavuşmaya ve doğaya hakim olmaya uğraşırken başkasının kölesi oldu . Ve hayvandan daha büyük servet kölelerdi.
Reklam
Reklam
Reklam