"Allah diledi mi, sebepleri başka sebeplerle değiştirir.
Allah diledi mi, bir kapıyı kapatıp başka kapıyı açar.
Sen sanki her şeye sahipmişsin gibi rıza göster.
Allah'ın hakkımızda yazdığı, bizim istediğimizden daha hoştur."
"Gidelim buradan... Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim.Gidelim buradan... Burası bizim değil. Nasıl başederiz bu kadar saçmalıkla? Her şeye sıfırdan başlanabilecek bir yerlere gidelim.Gidelim buradan... İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim.Gidelim buradan... Bıktım tepemizde sallanan manasız sorulardan. Soru sorma artık bana. Soru sormayayım sana. Her türlü sorunun tedavülden kalktığı bir yerlere gidelim.Gidelim buradan. Burada insanlar kötü. Hep bir şeyler anlatmamızı bekliyorlar, hep bir şeyler anlatmamızı isteyecekler, bitmeyecek bu hiç bitmeyecek. Kimseye bir şey anlatmak zorunda kalmayacağımız bir yerlere gidelim.Gidelim buradan... Bak uyuyamıyorum yine. Senin de uykuların defolu, bölük pörçük. Huzur içinde uyuyabileceğimiz bir yerlere gidelim.Gidelim buradan. Ya sen bana gel ya da ben geleyim sana. Sonra gidelim. Hadi..."
İmkânı varsa insanın karısı, çocuğu, parası ve en önemlisi de sağlığı olmalı; ama mutluluğunu yalnız bunlara bağlamamalı. Kendimize dükkanın arkasinda, yalnız bizim için bağımsız bir köşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü, kendi sultanlığımızı kurmalıyız. Orada, yabancı hiç bir konuğa yer vermeden kendi kendimizle her gün baş başa kalıp dertleşmeliyiz; yakınımız yokmuş gibi konuşup gülmeliyiz. Hepsini yitirme felaketine uğrayınca, onlarsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın.Kendi içimize dönebilir; kendi kendimize yoldaş olabiliriz. Yalnız kalınca sıkılmaktan korkmamalıyız.