Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra

Kadın ve erkek arasındaki fark
“Alberto’nun bir sözünü, bir kadın ve bir erkek için tek önemli şey evlattır, dediğini hatırlıyordum. Bir kadın için bunun gerçekten tek önemli şey olduğunu düşünüyordum. Ama erkekler için öyle değildi. Çocuk doğduktan sonra Alberto’nun yaşamında hiçbir şey değişmemişti, aynı yolculuklarını yapıyor, defterine aynı resimleri çiziyor, kitap sayfalarının kenarına notlar alıyor, sokakta kısa ve hızlı adımlarla, dudakları arasında sigarasıyla yürüyordu. Çocuk yüzünden hiç keyfi kaçmıyordu, yemeğini yememiş mi, acaba rengi solgun mu, ilgilenmiyordu. Hatta kızının ne yediğini bile bilmiyordu, muhtemelen gözlerinin renginin değiştiğini bile görmemişti.”
Sayfa 66 - Can modern
Reklam
-Ben kötü ruh değilim, Ganat. Ben Şeytan değilim Ve melek de değilim. Benim annem mutsuzdur. Kardeşim ise Nefise. (değerli) Ben insanım Senin gibi Ve yüreğim apaçık.
Sayfa 168 - everest yayınları
''-Seni seviyorum Çünkü sen kölelerin içinde Diz çökmeyi reddeden tek kişisin Hayır diyen Yürürken gördüm seni Başın dimdik yukarıda, saçların gür ve siyah Karanlıkta mesafeleri kaplayan Çöl fırtınaları içinde Gülümseyen Kimse gülüşünü koparamaz senden Ve bu ince halini alamaz Bedenin asla eğilmez Başın da asla eğilmez.''
Sayfa 166 - everest yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''-Ben Ganat, Ginan'dan geliyor, Gana sözcüğünün çoğulu. Ben bir çiçeğim. Çiçeklerin çölde büyümesi nadir görülür. Siz, ışıkları söndürüp, tarihle savaşan. Siz, sadece bilmece gibi konuştuğunuzda kendiniz olan. Bu yüzden açık konuştuğunuz zaman söyledikleriniz saçmalığa dönüşüyor. Ben sizin kitabınızdaki iki nokta değilim. Ben iptal edilmiş bir isim ya da 't' harfinin karnındaki çizgi değilim. Korkmuyorum. Siz, kan döken ve yeryüzüne yozluğu getiren. Siz, elinize bir sopa alıp itaat bekleyen. Yüzümü kapatmıyorum. Bedenimden utanmıyorum. Gözlerime rastık çekmiyor, başkasının adını taşımıyorum. Ben bir cevherim. Ve cevherler nadiren yeryüzüne çıkar.''
Sayfa 163 - everest yayınları
''Bilgiye karşı savaş açan ve görmeyelim diye gözlerimizi kapatan kişi, senden korkmuyorum. Korkmuyorum.''
Sayfa 157 - everest yayınları
Reklam
Ben bir insanım ve kalbimdir Tanrım.
'' Ben Ganat, Ginan'dan gelir, Gana'nın çoğuludur. Ben Zühre. Bir çiçeğin çölde büyümesine ender rastlanır. Ne Bakire Meryem'im, ne de Günahkar Havva. Ne bir orospuyum, ne de saf, namuslu bir kadın. Ben bir insanım ve kalbimdir Tanrım. Şiirdir suçum.''
Sayfa 153 - everest yayınları
Ortadoğu'da Allah
'' Allah bile onların tekelindeydi. Betondan ve tuğladan evler yapıyorlardı O'nun için. O'nu yüksek duvarların, taş işlemelerin, deri ciltlerin, boyalı şeritlerin ya da kurşunla yazılmış küflü harflerin arasına hapsediyorlardı. ''
Sayfa 148 - everest yayınları
Kadın;
''Düşmüş adam. Erkek orospu. ...Babası ve dedesi gibi o da, bir erkeğin başka bir kadına gittiğinde namusunun lekelenmeyeceğini söylemek istemişti. Fakat kadın başını örtse, edepli giyinse bile aşağılıktı, doğuştan orospuydu. Onun diğer kadınlardan farklı olduğunu, onun hayatındaki tek erkek olacağını, tek ve bir Tanrı olacağını düşünmüştü. ''
Sayfa 127 - everest yayınları
''Düşmüş bir kadındı, tıpkı annesi ve ninesi gibi. Bütün kadınlar orospuydu. Beyinleri yoktu, Tanrı inancından yoksundular. Adamın babası böyle söylemişti. Cehennemin kapılarını açan onlardı. Dedesi durmadan söyleyip dururdu bunu. İncil'de yazdığı gibi bütün kötülüklerin kaynağı, günahların sebebi onlardı. İntikamları korkunç olurdu. Bunu da Kuran'dan öğrenmişti.''
Sayfa 127 - everest yayınları
Kadın;
''Kendine yabancı bir dünyada, ona ait olmayan bir bedende yaşıyordu. Babasına aitti ya da devlete ya da dedesine ya da hatları ona çok yabancı olan, adını unuttuğu başka bir adama aitti.''
Sayfa 91 - everest yayınları
Reklam
''Tanrı'dan inen ayetler ikili değil tekil konuşurdu hep. Ne var ki, itaatsizlikle ilgili ayetlerde Tanrı tekilin yerine ikili biçimde kullanmıştı. Tanrı'nın dil ve onun kuralları konusunda çok derin bilgisi vardı. Tekil ya da ikili biçimleri doğru bağlamın dışında asla kullanmazdı. Babası Tanrı'nın sözlerini usulca tekrar etti: -Ve biz, Adem, sen ve senin karın Cennet'te oturacaksınız, buyurduk. İkiniz de bu ağacın yanına yaklaşmayacaksınız. Fakat Şeytan ikisini de kötü yola sevk etti ve biz onların buradan inmesini buyurduk ve onları birbirlerine düşman kıldık. Babası 'düşman' sözcüğünü vurgulu söyledi ve kan çanağı gözlerini annesine dikti. 'İkisini de kötü yola sevk etti' kısmını üç kez tekrar etti, 'ikisini' sözcüğünü söylerken tısladı. Sonra keskin bir ses tonuyla okudu: -Tanrı Adem'in söylediklerini dinledi ve onu affetti. 'Onu' sözcüğü ağzından, tekil olduğunu vurgulamak istermiş gibi uzun ve uğultulu bir sesle çıktı. Affedilen yalnızca Adem'di.
Sayfa 91 - everest yayınları
Hanımefendi!
Bir erkek sadece seçimlerde düşer, hanımefendi. ... Sadece bir kadın için kullanılabilir düşmüş tabiri, hanımefendi.
Sayfa 76 - everest yayınları
Çünkü Tanrı Aşktır.
Yasak meyveyi sevdiğim gibi seviyorum seni. Bilgi ağacının üzerindeki yasak meyve. Elimi uzattım ve kopardım onu. Korkmuyorum Çünkü Tanrı aşktır.
Sayfa 73 - everest yayınları
Ortadoğu'da Kadın Bedeninde Erkek Onuru
'Onur, iffet demekti ve iffet ülkeden çok daha değerliydi. Erkekler babadan oğula geçen bir düzenle miras almışlardı onu. Bırakın insanları, sıradan insanlardan çok daha büyük güçlere sahip olan cinler ve ruhlar bile bir insanın onuruna dokunmaya asla cesaret edemezdi. Namus lekesi, onur kaybının bıraktığı leke, ancak ve ancak kanla temizlenirdi. Ve düğün gecesi, namusluluğu kanıtlayan işaret de başlı başına kandı. Daya (mahalle ebesi) ince uzun tırnağının ucuyla o narin zarı delmek için orada bulunurdu. Kan beyaz bir havlunun üzerine akıtılırdı ve havlu insanların başlarının üzerinde sallanırdı. Kadınlar hep bir ağızdan tiz bir ses çıkarırlardı ve davullar gümbür gümbür çalardı. O dakikadan sonra erkeklerin ve kocaların göğüsleri kabarabilir ve burunları tavana kadar yükselebilirdi. Çünkü her ne kadar kanıtı kadınların bedeninde olsa da onur, erkeklerin onuru anlamına geliyordu.'
Sayfa 34 - everest yayınları
faşizm ve direnmek
Zulmün, sömürünün, savaşın olduğu yerde tarafsızlık diye bir şey yoktur. Ya ezenden yanasındır ya ezilenden, ortası yoktur. Faşizme yaranmaya çalışarak onunla baş edemezsin. Faşizm kimseyle uzlaşma aramaz, sadece biat ister veya yok eder. Bu nedenle faşizme karşı ancak direnerek ayakta kalabilirsin.
Sayfa 154
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.