Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Lavinia
Lavinia
@Laviniaa0
Öğretmen
672 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
154 syf.
·
Puan vermedi
Macbeth
Shakespeare'in ilk olarak Romeo ve Juliet adlı eserini okuduğum için Macbeth' in temasını da aşk olarak düşünmüştüm. Oysaki çok daha bağımsız bir teması olduğunu okudukça anladım. Macbeth, önceleri iyimser bir tavır sergilerken aklına üç cadının ve Lady Macbeth'in girmesiyle acımasız biri haline gelmiştir. Clamis ve Cawdor beyi olmasının yanı sıra krallığa da göz dikmiştir. Krallık uğruna canlar feda etmiş olan Macbeth, eşi Lady Macbeth ölünce bile "Bir gün ölecekti nasıl olsa" diyerek rahat bir tavır sergilemiştir.
Kralın oğlu olan ve kral öldükten sonra İngiltere'ye kaçan Malcolm başta olmak üzere Macduff ve Sıward bir işgal düzenlemişlerdir. Amaçları kötümser bir kral olan Macbeth'i alt edip öldürmektir. Macbeth, bir anadan doğmuş olan kimsenin kendisini öldüremeyeceğine inandığı için korkmuyordu bu işgalden. Fakat Macduff bu inancını yok ederek onu öldürdü ve böylelikle Malcolm, Macduff ve Sıward amaçlarına ulaştılar. Böylelikle İskoçya kralı Malcolm oldu. Macbeth'in, eşini ve en yakın arkadaşını bir krallık uğruna geride bırakması tasvip edilecek şey değil. Bu eserin bizlere asıl anlatmak istediği şey: Ne kadar çabalarsan çabala insanların üzerine basarak bir yola baş koyduysan o yolda kaybolacağını ve ne kadar can yakarsan o kadar da canının yanacağını gözler önüne seriyor.
Dil ve üslup bakımından çeviri bir eser olmasına rağmen dili akıcı. Okunası bir eser, tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.
56 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki sonunun hüsranla bitmesini beklemiyordum. Çünkü olay akışında Gragor'a hiç iyi davranılmadı. En azından sonunun mutlu biteceğini düşünmüştüm. Gragor'un bir örümceğe dönüşmesi onun suçu değildi. Eğer yargılanacak birileri varsa onlar da ailesiydi. Gragor'un yanında olmaları gerekirken sırt çevirdiler. Kız kardeşi ilk zamanlar onunla ilgilense de sonunda yapacağını yaptı. Sevilmediğimiz yerde istesek de duramayacağımızı gösterdi bizlere Samsa. Başlarda Gragor'a sevgi göstermeseler de onun, oğulları olduğuna inanmaları Gragor'u hayata bağlıyordu fakat son zamanlarda artık bu inançlarını yitirmeleri ve ondan kurtulmak istemeleri Gragor'un hayatına mal oldu. Samsa bizlere bir odada yaşanandan daha fazlasını anlattı. Hayat, sadece kapı deliğinden görebildiğin kadar değildir. Gragor, ölmeyerek aslında bizlere bir çok ders verebilirdi fakat yazar ölmesini uygun görmüş. Kitabı okuduktan sonra her örümceğe Gragor Samsa olarak yaklaşmak..
Her şeye rağmen güzel bir maceraydı.
80 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapta bir kadının Paris'e olan sevdasının yanı sıra şan ve şöhrete düşkünlüğü de anlatılmaktadır. Madame de Prie, bir olay sonucunda Paris'ten sürülmüş olsa da şöhretinden bir şey kaybetmesine izin vermemiştir. Hatta sürüldüğü yerde bile Paris'teki hayatını yaşamaya gayret göstermiş olsa da bu pek mümkün olmamıştır. Çünkü o insanları hep hor gören bir kadındır. Bu anlamda da çevresinde onu seven birilerine pek rastlanmaz. Sonu hüsranla bitmiş olması biraz üzmedi değil. Kendinin öldükten sonra konuşulacağına inanması ve yine öldükten sonra insanlara iletilen ölüm haberine çoğu insanın duyarsız kalması... Bu hikayede olan Madame de Prie'ye oldu diyebiliriz. Şan, şöhret, bencillik ve insanları hor görerek yüksekten bakmanın bedelini önce yalnız kalarak sonrasında canını hiçe sayıp intihar ederek ödemiş oldu. Kitap, çeviri bir eser olduğu halde tasvirleri oldukça iyi. Akıcı, zevkle okuyabileceğiniz bir kitap, tavsiye ederim.
