Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra

Büşra
@Leyliferr
10 Kasım
83 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen” “Ey insan evladı! Kendine hürmetle yaklaş; çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü, göz bebeği olan insansın.”
Reklam
Baba, senin bir kez baban olmak isterdim.
Senin beni saramadıgın kadar çok ve sevgiyle sarmalamak isterdim seni. Ben hiçbir zaman o kadar da çocuk olmadım, çocukken bile. Aklımda yaşayamadığım ihtimallerin ağırlığı.. sen saçlarımı örmedin ama koca koca duvarlar ördün aramıza. Bazen sana ulaşmama izin vermeyişine kızıyorum. İçindeki kırgın çocuğa sarılmak istiyorum. Her hatamda senin izin var ama sana hiçbir zaman kıyamıyorum. İçimdeki öfke sana olan sevgime her zaman yenik düşüyor. Fakat bu yenilgi, sevginle savaşmak zorunda olduğum gerçeğini değiştirmiyor.
Vicdansız kişiler için ölümü unutmak bir seçenek olmamalıydı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazı anların soğukluğu var. Ölenin, gidenin, kalanın, ardından bakanın, gözü dolanın üstünde bir soğukluk var. Bu soğukluğu bir kez hissettiğinde ömür boyu taşıyorsun.
Sevgi, sevmek insanın içinde büyükçe bir yer kapladığında ve sevildiğinde insan kalbinin gölgesine daha çok sığınmaya başlıyor. Sevgi her şeyi çözmez belki fakat her şeye daha iyi baktırır.
Reklam
“Mevlam ayrılık vermesin, gökte uçan kuşa” Ayrılık ölümden beterdir, ikisini de yaşayan bilir. Kimse ayrılığı, yarım kalmayı ve eksilmeyi tatmasın isterdim.
"Niçin yıllar sonra çıktın geldin? Niçin kalbime gömülen kızgın demirleri gün yüzüne çıkardın? Niçin makus talihimle beni zifiri tenhalarda bıraktın? "
Bir gece yarısı, evinin soluğu olan balkonda ayaza kesen havayı bir kere dolu dolu içine çekerken ciğerlerine yayıldıkça yabancılaştığını hissediyorsun havanın. İnsan yabancılaştıkça yoksullaşıyormuş da. Çektiğin her nefeste yoksullaşan garip bir insana dönüşüyorsun. Her nefesin hayata bağlarken eksiltiyor seni. Her soluklandığında ölümüne çeyrek kaldığını bilerek ama görmezden gelerek yaşamaya devam ediyorsun. Göğsündeki ağırlık gitgide büyüyor. Büyüdükçe gerginleşen bir acıya dönüşüyor. Acımaya başlıyorsun. Acıdıkça yok olmak isteyip, yok olmanın yokluğu ile sınanıyorsun. Her şeye yabancısın, yalnız kendine aşina atıyor kalbin. Baktığın sokak, gördüğün yüzler, aldığın nefes yabancı. Caddeler, telaşlar, heyecanlar yabancı. Ait olmadığın bir yerde, ruhunun ait olmak istemediği bir bedene hapsedilmişçesine içsel hesaplaşmalarının arasında boğulup gidiyorsun. Belki de yabancı gördüğün her şey birbirinin yareni iken yalnız sen iğreti ve yabancısın ve şimdi bunca bilincin seni öldürüşüne hizmet eden biçareden başkası olmadığını bilerek devam edeceksin hayatına. Bu hayat, sana hiçbir zaman istediğini vermeyecek ve azalarak çekip gideceksin.
kimse karşında belki titremez gönlüm gibi, bense hala korkarım dizinde ağlamaktan. teması korku veren tatlı bir ölüm gibi daha cana yakındır görünüşün uzaktan... F. N. Çamlıbel
İnsan yaptıklarından çok yapamadıklarından ve söylediklerinden çok söyleyemediklerinden ibarettir. Ancak ne yazık ki hep yaptıkları ve söyledikleri ile yargılanır.
Reklam
İçimizdeki o en değerli şeyin bilinmeye ihtiyacı yok.
"Ölmedim, Bir gençlik ölümü saklı kaldı bende." -İsmet Özel
370 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.