Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ece Şen
Ece Şen
@Lift
Kitabı alırken beklentim düşüktü. Sabun köpüğü, gençlik aşkı okuyacağımı düşünmüştüm. Kitapta bir aşk hikayesi de var gerçekten. Ancak yazarın diğer aşk romanlarından daha farklı. Çok daha derin ve güzel buldum, çok da beğendim.
Liseli bir genç olan Lena’nın başından bir kaza geçiyor ve bu travmayla nasıl başettiğini okuyoruz. Ancak daha fazlası var. Lena, içe dönük, duygularını açma konusunda temkinli ve karasız bir kişilik. Yaşı ne olursa olsun insanların böylesi durumlarda kalma ihtimali var. İşte bu hikaye problemlerle nasıl başettiğimizi de sorguluyor. Bu yüzden çok beğendim ve okumanızı öneririm.
Merhabalar, normalde çok sabırsız ve hızlı bir okuyucuyumdur. Savaş ritminin iki kitabını da okurken öyle çok durakladım ve sindirdim ki. Kitaplar akıcı olmadığı için değil, bitmesin diye.
Brandon Sanderson'nun çevrilen tüm kitaplarını okudum. Ancak özellikle bu seri öyle kapsamlı ki, okurken bir şey kaçırmayayım diye aşırı bir özen gösterdim. Yazarın tüm kitaplarında en sevdiğim özelliği karakterleri aceleye getirmeden bize tanıtması. 4. kitapta Navani'yi tanıyoruz; bir kadının kendini geliştirmesine izin verilince neler yapabileceğini görüyoruz. En güzeli de tüm kitaplarında olduğu gibi cinsiyet eşitliği konusunda yazar kesinlikle çok duyarlı.
Diğer karakterler de gelişiyor, onlarla ilgili yeni şeyler keşfederken, diğer taraftan yeni sorularımız oluşuyor. Yine çok sevdiğim özelliklerinden biri Brandon Sanderson'nun dünyalarında insanlar ya da varlıklar siyah ya da beyaz değiller, grinin bir sürü tonu var. En kötü ve hain olarak tanıdığımız karakterlerin bile neden öyle davrandıkları bize anlatılıyor. Ya da başta yanlış yönde ve hatalar yapan insanlar değişiyor. Yani her insanın ikinci bir şansı var.
Kitabın dilini de, olay örgüsünü de, akıcılığını da...... hepsini çok beğendim. Tek üzüldüğüm biraz erken karşılaştığımızı düşünmem. Seri tamamlanıncaya kadar beklemek zor olacak. Keyifli okumalar diliyorum.
Merhabalar, kitabı beğendim. Ama köken serisinin diğer iki kitabına göre daha sade olduğunu söyleyebilirim. Yani daha az heyecanlı daha az süprizli. Daha çok Luc ve Nadia arasındaki ilişkiye ve birbirlerine olan güvene dayalıydı. Bu kitapta Nadia ya da Evie, kendini daha çok tanıyor, geçmişini ve güçlerini öğreniyor.
Lux serisindeki diğer kahramanlarla da karşılaşıyoruz. Onların da neler yaptığını bilmek güzeldi. Ancak sanırım köken serisi devam edecek, çünkü kitap olmadık bir yerde kaldı maalesef.
Genel izlenimim yazar her zaman olduğu kadar akıcı yazmış ve kendini okutuyor. Ancak uzatılan diziler gibi sayfa sayısını artırmak için uğraşmış sanki. Çok fazla tekrar ve benzer diyalog vardı. İlk iki kitapta yaşadığım heyecanı tatmadım. Herkese iyi okumalar.
Okur Takip Önerileri
Ben ne okudum! Sarah J. Maas'ın diğer kitaplarını okudum ve hepsini de çok beğendim. Ancak bu kitap benim beklentilerimin altında kaldı. kitapla ilgili söyleyebileceğim sanki hikayede "kırk tilki var ve kırkının da kuyruğu birbirine değmiyor." Hikayede sürekli bir aksiyon var ancak hiç birinde heyecanlanıp şimdi ne olacak heyecanını yaşamadım. Bence bunun nedeni hiparaktif bir anlatım olmuş. Her şey çok hızlı yaşanıyor ve kafa karıştırıyor.
Yazarı sevme nedenim, karakterleri irdelemesi, betimlemesi bize iyice tanıtmasıydı. hani kitaplardan sonra bazı karakterleri çok sever bazılarına kızarız ya da nefret ederiz. işte bu seride bu eksik. Esprili diyaloglar var ancak karakterleri tanımamızı sağlayacak kadar uzun değil. Sanki yazar çok malzemeli bir kurabiye yapmış ama lezzetli değil.
Türk edebiyatında okuma yapmayı çoğunlukla ihmal ederim. Ancak kitap önerilerinde ismi sürekli geçen bu kitabı merak ediyordum. şimdiye kadar okumalıymışım. Gerçekten çok beğendim ve tavsiye ederim.
Ancak kitabın dili ile ilgili sizi uyarmalıyım. Eski Türkçe sözcükler çok fazla. Anlamını bilmediğim sözcükler de vardı. Keşke gençlerin de okuması için günümüz Türkçesine çevirilmiş bir versiyonu olsa diye düşünüyorum. Böylece cumhuriyet öncesi dönem insanların yaşamını anlama konusunda daha çok okuma yapardık. Ancak okumaya başlayıp 100 sayfa kadar okuduktan sonra bu dile alışıyorsunuz ve gerisi su gibi akıyor. Hatta bence yazarın nüktedan bir dili var. Ben keyif aldım. Tavsiye ederim.
