Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

OLRİCA

OLRİCA
@MAVIDYG
ÖLENE DEK ÜSLUBUN KİMLİK OLDUĞUNU SAVUNACAĞIM.. “AŞK; İNSANIN ASLINI BULMA SEVDASINA DENİR”
O; güzel sevmelerin insanıydı ..
Hayatımın tüm şansını da Eylül gibi anlayışlı bir sevgilide kullanmıştım ama günümüz çağında o kadar iğrenç ilişkiler veya insanlar görmüştüm ki Sıla ablanın böyle bir çağdan uzakta kalmış olmasına üzülmüyordum. Eminim ki sırf bir iki takipçi uğruna kalp kıran insanları görse, birbirlerini sevdiğini söyleyip ertesi gün başka insanların tenine muhtaç sevgilileri duysa veya sokakta eski samimiyetini yitiren, banklarda oturup kendisini yüce bir makamdan sanıp insanları küçümseyen bakışlarla izleyenleri görse bu sefer kendi isteğiyle bu dünyadan kaçardı. Hele eski, samimiyetini hiç yitirmeyen güzel şarkıların yerini sadece kulak tırmalayan mırıltıların almış olması... O güzel sevmelerin insanıydı, temizdi ve tüm coğrafyanın kirlenmeyeceğine dair inançları vardı. İnançları kırılmadan önce buradan ayrılmıştı.
Reklam
Sahi neden düştük ?
İyi bir insan olmayı başarabildim mi bilmiyorum ama iyi hissetmeyi başardım. Artık geceleri ardı arkası kesilmeyen kâbuslar görmek yerine başımı tasasız yastığa koyabilmeyi zafer olarak kabul ediyorum. Artık aynada olmak istediğim kişiyi görmek yerine olduğum kişiyi görmekten memnuniyet duyuyorum. Kelimenin tam anlamıyla iyileşmiştim. Duvarlarda
İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
İlk adımı atarken buraya kadar ilerleyebileceğimi hiç tahmin edemezdim. İstekle atılmış bir adım bile olsa karamsarlık ve olumsuz düşüncelerin ağırlığı her zaman üzerimdeydi ama şimdi bir adım, iki adım oldu sonra üç oldu ve ulaşabileceğim en uç noktaya kadar ulaştım. Tökezlediğim zamanlar oldu, yorgun düştüğüm ve sırtımı dayayabileceğim bir duvara bile muhtaç ol- duğum zamanlar oldu ama yılmadım. Hayatın bana sunduğu bu talihsiz kaderden kurtulmayı başardım. Attığım ilk adımda yakamı bırakmayan geçmişimden kurtulmanın zaferini atmış- tım. Attığım son adım ise geleceğimin en parlak ve huzurlu dönemlerine ulaşmıştı. Çivisi çıkmış bu çağın zincirleri altına gir- mekten sakındım. İyi insanlarla tanıştım, büyük bir kararlılık ile attığım adımların önüne taş olmak için çabalayan insanlar da tanıdım. Beni ben olduğum için kabul etmeyip popüler kültüre ayak uyduramadığım için dışlayan ama asla kendisi olmayı beceremeyen insanları aştım. Asla kendim olmaktan vazgeçmedim. Karakterimden, fikirlerimden, düşüncelerimden, hedeflerimden ve umutlarımdan vazgeçmedim. Kalabalıkla da taştım, acaba sesim çıkıyor mu diye kendi kendime konuşabileceğim kadar yalnız da kaldım.
Sayfa 241 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Dostluk ve aşk denilen saklı bir hazine, herkesin gözü önünde ama ulaşılması mümkün değil. Parlamadıkça değer biçilmeyen maneviyat alınmıyordu dünyaları da verseniz ama ben bunların en güzeline sahiptim."
Sayfa 242 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Senin gibi olmak için neler vermezdim. Sen o kadar iyi bir insansın ki... Sen çok iyisin. Ben ise çöp evet çöpten bir farkım yok ve şimdi Duru'yu da bu çöplüğe sürüklüyorum. O da çok iyi birisi ve ben sizi hak ediyor muyum bilmiyorum. Aksine. Bizden daha çok hak ediyordu mutlu olmayı. O almadan vermeyi severdi. Sadece maddi değil manevi olarak da elinden geldiğince her şeyi paylaşırdı. Ona sonuna kadar güvenebilirdik. Kendisine gözüm kapalı bir şekilde canımı bile emanet ederdim. İçinde barındırdığı iyiliğin üzerini örtmelerine müsaade etmesi kendi hatası değildi. O da karşısına çıkan insanlara güvenerek perde çekmişti bu iyiliğe. Ama biliyordum ki perde kapalı olsa da pencere sonuna kadar açıktı. Duru'ya zamanında vermiş olduğum söz aklıma geldi. Buna fırsatım olmadan Ali benden hızlı davranmıştı ve şimdi güzel bir ilişkileri vardı. Düşündüğünden daha iyisin Ali. Sen bunu göremiyor ola- bilirsin ama ben bunun farkındayım. Duru da bunun farkında. Sen kendisine sevgini açmadan önce de farkındaydı. Birlikte köye gittiğimiz her gün illaki senin konun açılırdı ve seni ne kadar sevdiğinden söz etmeden kapanmazdı konu. Yine ben de aynı şekilde. Artık hayatıma aldığım insanları sınavdan geçiriyorum. İnanır mısın, sınavı geçmeyi başaran tek insansın. Hayvanları buna dahil etmiyorum. Biraz torpil katıyorum el- bette araya ama onlardan bir zarar görülmez. Eğer bu kadar iyi olmasaydın sınavı geçebilir miydin sanıyorsun?
Sayfa 226 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Umarım buna ihtiyacımız olmazdı elbette, umarım benim çocuğumun hayatı hep günlük güneşlik olur ve attığı adımlar ilerlediği yollar çiçeklerle bezenmiş olur. Ama hayat işte. Karşımıza ne çıkaracağını asla bilemiyoruz. Tamam diyorsun, bu sefer başardım veya bir düzlüğe çıktığını zannediyorsun ama yolun ilerisinde seni ne karşılayacağını asla bilemiyorsun..
İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Sonsuza kadar seveceğim …
- Sıla abla ile seni tanıştırmayı istiyorum Duru. Kendisi benim yaşam kaynağım. Hayatımın raylarını yoluna koyan kişi ve şu hayatta bir çiçekten alınan kokunun değerini biliyorsam, sev ginin aslında insana sunulan en paha biçilmez değer olduğunu anlayabildiysem, mutlu olmak için bir sebep aramak yerine o sebebi yaratmayı başarabildiysem aslında şimdi ayakta durabiliyorsam hepsini kendisine borçluyum. Kendisi bu köyde okurken tüm günlerini sadece benim yüzümü güldürmeye ayıran tek kişiydi ve yine benim mutluluğum için şehre taşınma planları yaparken hepimizi derinden sarsan bir trafik kazasından sonra hayatını kaybetti. Bu öldüğü anlamına gelmiyor elbette. Onun fikirleri veya hayallerini ondan aldım, onu kendi zihnimde yaşa- tıyorum. Şimdi her yıl onun ölüm gününde buraya gelip onunla sohbet ediyorum. Bu köye gelmek beni çok üzüyor, eski hatıralarımı gözümün önüne getiriyor ama Sıla ablanın yanına gelince her şeyden uzaklaşıyorum. Onu tanısan çok severdin. Ben çok seviyorum ve ömrümün sonuna kadar da seveceğim.
İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
İnsan insanın uçurumudur. Dü- şersen ya gözden düşersin ya da gönülden. Ben düştüğüm yerden kalkmak yerine orayı benimsemiştim, insanlıktan düşmüştüm. Girdiğim çukurda çürümeye mahkum iken bana uzatılan ele kadar buradan kurtulacağıma dair bir umudum yoktu. Eski sayfalardan kurtulmak isterken o el beni tamamen rüzgârına katarak mazi ile sevda yellerine katıp kurtarmıştı. Uzun zaman sonra ilk kez kendimi bu kadar kendimden uzak bulmuştum. Eylül'ün bana uzattığı el sayesinde kafamı toplayıp, yine onun sayesinde çukurdan çıkıp bulutların üzerine ulaşmıştım. Düş- mekten korkuyordum ama kapıldığım bu rüzgâr o kadar kibardı ki, canımı acıtmamak için saçımın telini bile kıpırdatmıyordu.
Sayfa 183Kitabı okudu
Aynı dili konuşmadan konuşmak..
.. kimsenin uğramadığı bu yere oturdum. Burayı artık benimsemiştim. Burada ilk kez okuyup bitirmiş olduğum kitabın alıntısını taşın üzerine yazıp bana ait olduğunu da tescille-miş olmuştum. "İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü var." sözleri Kürk Mantolu Madonna isimli kitaba ait olup bana da beni hatırlatıyordu. Oturup çantamdan suyumu ve yeni başladığım kitabı çıkarttım. Kitabı alıntıyı yazdığım yerin yanına bırakıp su içeceğim sırada bana ait olmayan bir başka yazıya denk gelmiştim. Buralara benden başka kimsenin uğramadığına emindim. Bu yüzden bana ait olmayan bu yazıyı görmek büyük bir heyecana kapılmama sebep olmuştu. "Niçin rüzgârlı son- bahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?" diye devam ediyordu. Rastlantı olduğuna inanamayacak kadar güzel olmasının nedeni ise bu alıntının da yine benim yazdığımla aynı kitaba ait olmasıydı. Yerimden kalktım ve çevreme bakındım ama ne birisine denk geldim ne de herhangi bir canlının varlığına. Gündüzleri bir iki tane yaşlı ablanın gelip burada yürüyüş yaptığını biliyordum ama benim oturduğum bu yere hiç kimse uğramazdı. O gün kitabımı okumak için orada vakit harcamadım. Derin düşün
Sayfa 186 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Ne mümkün?
Hem seni sevmemek ne mümkün? Dudaklarım un ufak oldu, toprak oldu döküldü de seni öpmek- ten mi vazgeçtim? Gözlerime serdiğin manzaranın çiçekleri mi eksikti de başka manzara arar oldum? Kalbim soğudu da buz olan sarkıklar göğsümü deldi ben mi farkında değilim de seni sevmekten geri kalayım? Seni sevmemek akıl işi değil ki Eylül. On kelimeden on biri sen iken, her sabah uyandığım gün günlerden Eylül iken, bizim takvimde Eylül kavuşmak iken ben bırak seni sevmekten vazgeçmeyi her gün ardı arkası kesilmez yangınlar ile sana yanıyorum. Benim gidebileceğim tek yer Eylül, dönüp dolaşıp geleceğim tek yer yine Eylül. Ben seni seviyorum ama her gün artmakta olan bu sevgiyi göğsüme
Sayfa 205 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Reklam
sâye...
Yıkıntılar arasında darmadağın olan kırıntılardan bir umut çiçeği yaratmayı başarabildiysem de bu yine onun sayesindeydi. Onun hayatına dahil olmaktan başka bir şey yapabildim mi bilmiyorum lakin o bana günün anlam ve önemini bir sevda adına onlarca şiir yazmak için sebepler sunmuştu. Karanlık günlerin ardından doğan güneşin de aslında çiziksiz bir sayfa olduğunu, bu sayfayı kendi istediğim şekilde boyayabilmemin mümkün olduğunu hatırlatmıştı. Her şeyin sonunda yine kalbimi sokacak bir limana sahip olmuştum. Geçmişe gömülü olan yaşantımı yeniden yarınlara yelken açan yaşam arzusuna çevirmişti. Bu günleri görse benimle gurur duyacağını bildiğim Sıla ablanın da şimdi, öbür tarafta beni izleyip sevincime ortak olduğu düşüncesine kapılmama vesile olmuştu. O bana aşk olmuştu ve ben bu aşkı ömür boyu yanı başımda taşıyacaktım.
Sayfa 201 - İkinci adamKitabı okudu
… demeye götürmüştüm sözümü.
Ellerini avuç içime alıp kalbime götürdüm. Bak seni görünce ne kadar da heyecanlanıyor, seni ben de çok özledim demeye götürmüştüm sözümü. Kelimelere dökmekten daha kolay ama daha manalı gelmişti. "Sen yoksa beni sevmeyi bıraktın mı? Beni sevmiyor musun artık?" Yumuşamaya başladığının göstergesiydi bu sözleri. Bunu her zaman her fırsatta en güzel şekilde kullanma- yı bilirdi. Gözlerini hafif kısar ve dudakları da ufaktan aşağı kıvrıldığı zaman gördüğüm manzara beni etkisiz hale getirirdi ki ben zaten hayatıma dahil olduğundan beri kendisinin etkisi altındaydım. Çok seviyordum kendisini ve bunu hem kendisine hem de tanıdığım herkese defalarca kez dile getirmekten asla sıkılmazdım. Avucumun içinde tuttuğum elini yeniden öptüm. "Olur mu hiç öyle şey?” dedim gözlerinin içine bakarak. Sıla ablanın zamanında ona duyduğum özlemin arkasından bana söylediği sözler gelmişti aklıma.
Sayfa 204 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Ey şans! Bana uğra ..
Benim karanlığımın sonu yok . Bu körlük değil, gözlerim de kapalı sayılmaz . Benim renklerim eksik . Bahtsız bir mecnundan farkım yok .
Sayfa 166 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
Sırasızdır ölüm..
Burada bulunan herkes onun yerine toprağa kendisi girmeyi yeğlerdi ama sonbaharda ağaçtan hangi yaprağın düşeceğini bilemediğimiz gibi , bu hayattan da kimin göçeceğini bilemiyorduk .
Sayfa 164 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
… ne bir şeyleri hissedebiliyorum ne de olaylara bir tepki verebiliyorum . Bir çölde kum tanesiyim ve diğer milyon tane kum tanesi arasında yabancılık çekiyor gibiyim . Bu çöl bana soğuktu. Birisi adınla seslense garipseyecek , bana dokunsa veya yakamdan tutup silkeleyecek olsa bunu yaptığı için kızmayacaktım.
Sayfa 161 - İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.