Siyasi ve ekonomik sistemlerimizi özgürleştirmeye ve küreselleşmeye devam ettiğimiz müddetçe herkesi kapsayacak bir barış ve refah ortamı sağlayabiliriz
Tüm dünyanın geçmişin açıklama ve geleceği öngörme iddiası taşıyan üç büyük anlatı formüle ettiler. faşist anlatı, komünist anlatı ve liberal anlatı. 2 Dünya savaşı faşist anlatıyı devirdi ve 1940'ların sonlarından 1980'lerin sonlarına kadar sadece iki anlatının savaş alanıydı. komünizm ve liberalizm. Sonra komünist anlatı çöktü ve liberal anlatı baskın bir biçimde en azından dünya çapındaki seçkinlere göre insanlığın geçmişine rehber ve dünyanın geleceğinin olmazsa olmaz kılavuz haline geldi.
Einstein'ın 1939 dünya fuarının açılış konuşmasındaki kelimeleri beynimde yankılanıyor: " bilimin amacı tıpkı sanatta olduğu gibi ulaştığı kazanımları yüzeysel olarak değil gerçek anlamlarıyla insanların bilinçlerine ulaştırabilmektir."
Kavak ağaçları, TCE denilen ve endüstriyel sanayinin yan ürün olarak sıkça karşımıza çıkan trikoloroetilen maddesinin doğal bir şekilde zararsız klorür iyonu dönüştürebiliyor yani basit bir tuza mikrobiyologlar iki farklı kavak türünü birbiriyle eşleştirerek TCE maddesini daha etkileyip içinde nötralize edebilen bir tür geliştirmeyi başardılar. Bu ağaçlardan büyük miktarlarda dikmek sadece insanların ve diğer canlıların hayatını tehdit eden zehirlerden arındırmaya yaramadı, aynı zamanda Sera gazı, karbondioksidi tüketerek oksijen üreten ağaçların sayılarını artırmış oldu
Bitki bilimciler ayaklarımızın altındaki Bu tehlikeli patlayıcıların yerlerini anlamak için ustalıkla bir biyo mühendislik örneği sergilediler. El yapımı patlayıcıların ve kara mayınların yaydığı azot dioksit gazını algılayan bir tür fare kulağı teresini yanlışlıkla geliştirdiler. Eğer bitki kırmızı bir yaprağa sahipse oradan uzak durun çünkü bu bitkinin altında bir tane kara mayını var demektir.
Biz sistematik bilim uygulamaya sadece 400 yıl önce başladık ve buna rağmen biz dünyaya gelmeden milyarlar yıl önce yaşamış olayları tekrar oluşturmayı çoktan başarmış durumdayız
Günümüzde çocuklarımızın akıllarını doldurduğumuz ninniler ve masallar gibi şeyler yerine onları evrenin oluşum hikayelerinin anlatıldığı bir dünya düşünün. Çocuklarımızın tam gelişme çağında akıllarını masallarla ve saçma hikayelerle doldurarak ne kadar çok taze nöronu ve değerli zamanı boşa harcıyoruz.
Bana hep mükemmel sorular sorardı. Öyle ki o soruları aklımda kalır ve tıpkı düşüncelerimizi zaman ayarlı bir kapsülü gibi sonradan tekrar ortaya çıkardı.
Popüler kültürümüzün dünyanın distopik geleceğine dair ürettiği neredeyse tüm tasvirler çöplerin dağ gibi üst düzeyinde yıkık bir ölü dünyadır bunlar kalbimizdeki korkuların tutarlı bir dışavurumudur.
Kendimiz için teşkil ettiğimiz tehlikenin onlarca yıldır farkındayız ve bir şekilde çocuklarımız ve onların çocukları için ne anlama geldiğine karşı duyarsız bir şekilde hala karanlık bir geleceğe doğru uyur gezer bir vaziyette yürüyoruz
Mercanlar içlerinde yaşayan onlara besin ve renk veren mikroskobik alglere tabidir. karbondioksit salınımı yüzünden daha asidik bir hale gelen sıcak havada ve sularda bu algler ölür ve Mercanlar hayalet gibi beyaz bir renge ve resif de bir mezarlığa dönüşür
Rowland'ın üzülerek belirttiği gibi " eğer sonunda hiçbir şey yapmadan oturup olayların gerçekleşmesini bekleyeceksek öngörülerde bulunabilecek ölçüde gelişen bilimin ne yararı var? "