Öncelikle böylesine müthiş, büyüleyici ve akıcı bir kitabı bizlere bahşettiği için Jack London’a bir teşekkür borçluyuz.
Bir kitap nasıl olabilir de insanı bu kadar derinden sarsacak kadar kuvvetli bir kalemin ürünü olabilir. Ancak insanüstü bir çabanın sonucu veyahut farklı biri alemden tezahür etmiş bir varlığın elinden çıkmış olabileceğine kanaat getirmeme sebebiyet verecek kadar beni etkilediğini itiraf etmeliyim.
Müthiş bir film izlediğinizi tasavvur edin, o an hissettiğiniz heyecan, merak ve mutluluğun tarifi yoktur. okuyacağınız bu şaheser, film sırasında yaşadığınız o müthiş duyguların çok daha ilerisini size yaşatacağına emin olabilirsiniz. Evet arkadaşlar daha ilerisi değil çok çok ilerisini yaşayacağınız hakkında içiniz müsterih olsun. Çünkü cümleler içinde kaybolacaksınız. Dış alemle olan bağlantınız kopacak, farklı dünyaların insanı olacaksınız. Dışarda arkadaşlarınızla muhabbet ederken Martin’i düşünceksiniz. Bir merak duygusu sizi çepeçevre saracak, acaba kitabın ileri kısmında neler olacak diye her an eve gidip kitaba devam etmek isteyeceksiniz. Martin ile dost olacak, onunla gülecek onunla ağlayacaksınız. Hülasa uzatmanın bir anlamı yok okuyun arkadaş, okutun…
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
