Gözlerin, yıllarca aklımda kalmış
yağmurla kokan toprak gibi
bir avuç böğürtlen,
kiraz dalları,
buğday başağı,
yerli malı haftası ve patlamış mısırla gelen
çocuk saflığında seviniş kadar sahih.
Gözlerin çok bilinmeyenli denklem şimdi;
Böğürtlenler kalmış mı ,
Çiçek kiraza durmuş mu ,
Başak değirmene girmiş mi,
bîhaber yaşadığımız patikalarda çakır gözlü kuzular doğmuş mu,
Şimdi
Yürüdüğüm yollar,
Bahçe dikenleri,
Çamurlu çizmeler,
Tahtadan kızaklar....
küçülmüş her biri kaybolmuş kadar.
Kuyruğu silinmiş yıldızlar gibi karanlığa gömülmüş anlar.
Şimdi
Yorgun saçlarımı kasım rüzgarlarıyla süpürüyorken şehir
Şimdi
Kalabalıklar arasında gölgelere çarparak düşüveriyor umutlarım
aksak bi güvercin gagası gibi kanı soğuyor bembeyaz kanadının altında.
uçuşu da hatırda değil onun tek kanatlık konuşu da
A.A