Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Makbule Yıldırım

Makbule Yıldırım
@Mc_yarali
müneccim
27 Mayıs
57 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Reklam
Kendimi birden, kurusun diye pencerelere asılan, sonra orada unutulup yavaş yavaş buruşan, sonunda da asıldığı yeri kirleten yaş bir toz bezi gibi hissettim.
Gözlerinde, benim hayatta sahip olamadığım her şeyin hüznü okunuyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Okumamak için kitaplar alsak, Konserlere gitsek ama ne müzik dinlesek ne de kimlerin geldiğine baksak Yürümekten yorulduk deyip uzun gezintilere çıksak.
Hayatta kendimize bir yol çizsek, sonra da o yolun tam tersine gitsek. Yapılmadık şey bırakmasak, olmadığımız, olduğumuzu iddia etmediğimiz, başkalarının olduğumuzu hayal etmesini de istemediğimiz bir şeyin bütün hallerini kuşansak.
Reklam
Hayata ayak uydurmamızın tek yolu, kendi kendimizle uyumsuz olmak.
Tanrı, biz varız ve her şey bundan ibaret değil, demek.
Her şeyim çoktan ölmüş bir çocuğun eski fotoğraf albümüne yapıştırılmış, renkli bir prens tipografisini anımsatıyor.
Diyelim ki, beni boğmakta olan bir eli boynumdan söküyorum. O eli söküp atan kendi elimin, beni kurtarırken boynuma bir ip geçirdiğini fark ediyorum. İpi boynumdan dikkatle çıkarıyorum, ama bu kez de kendi ellerimle boğazımı sıkmama ramak kalıyor.
Ne anlatabilirim ki? Duygularımın korkunç derecede yoğun olduğunu, duygularımın sapına kadar bilincinde olduğumu... Kendimi mahvetmek için kullandığım keskin zekamı ve beni oyalamaya doymayan düş gücümü mü?
Reklam
Ben böyleyim işte, yaramaz ve duyarlıyım, ister iyi olsun ister kötü, soylusundan ya da bayağısından bütün coşkulara olanca varlığımla kaptırabilirim kendimi- ne var ki asla kalıcı bir duygu, asla ruhun özüne nüfuz eden, kalıcı bir heyecan duyamam. Bende ne varsa, bir başka şeyi izleyerek varlık kazanır; ruh kendine karşı, yaramaz bir çocukla uğraşırcasına sabırsız; giderek büyüyen ve hep aynı kalan bir sıkıntı var. Her şey ilgimi çeker, ama hiçbir şey avucunda tutamaz. Durmaksızın düş kurarak yapılmadık iş bırakmam; karşımda konuşan kişinin mimiklerini en ince ayrıntısına kadar yakalarım, cümlelerindeki milimetrelik sapmaları fark ederim; ne var ki, duyduğum halde aslında onu dinlemez, bambaşka şeyler düşünürüm ve aramıza geçen konuşmadan en az anımsadığım, o sırada sarf edilen sözler olur- hem onunkiler hem benimkiler.
Bu sıradan adam, hayatın sıradanlığını temsil ediyor. O benim için her şey ve dışımda, çünkü hayat da benim için her şey ve dışımda.
Öyle sanıyorum- ya da sanıyor gibiyim ki- bir yerlerde, uzak bir hayatta, bu adamın benim için daha önemli rolü olmuş.
Belki de etrafımda onun kadar renkli başka kimse olmadığı için meşgul ediyor zihnimi, bana kendimi unutturuyor.
Hayatın tekdüzeliğini, yaşanmamış aşkların ya da kazanmamaya yazgılı olduğum zaferlerin anısı gibi yaşayacağım.
503 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.