Derinlerde bir yerde yüzlerce yıldır üstünü örtmüş, gizlenmiş, hayatın sırlarını vermek için birilerinin kendilerini bulmasını bekleyen insanlar vardı.
İki hayatım vardı. Biri yalnızca içimde, kimsenin haberi yok. Sanki kendi kendimin sırdaşı gibiydim. Sanki o bir başkasıymış gibi oturup kendimle konuşuyordum.
O günlerde imkansız şeyler üzerine kitaplar okuyordum. Yüzyıllar önce tutulmuş günlükler... Ateşli aşk satırları... Çaresizlikle bekleyerek, imkansız bir aşkın acısıyla geçip giden bir ömrün anlatımları...
Zaten yaşananlar yazılmıyor ki...