Melike CEBECİ
@Meliikecebeci
Unutma! Okuduklarının götürdüğü yerdesin...
Sosyolog
Lisans
1182 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Geriye ne gibi bir umut kaldı ki?"
Çin'de uygulanılan "tek çocuk politikası"nın insanlarda yaşattığı yıkımları, devletin zorunlu kürtaj muamelesinde bulunduğu, bebek ölümlerinin acımasızca gerçekleştiğini ve bu ölümlerden para kazanmaya başlayan bir ülkeyi, halkı anlatan, okurken bu kadarını da yapmış olamazlar dediğim ama daha da fazlasının olduğunu gördüm bir kitap oldu. Bazı konular yarım kaldı ama hikaye oldukça etkiliydi.
Nannan adında bir kız çocuğuna sahip olan Meili ve Kongzi çiftinin tek çocuk politikasının uygulandığı ülkede ikinci bebeklerini beklerken doğumun yaklaşmasına yakın bir zamanda köylerini terk etmesiyle başlayan bir serüven. Bebeğin doğumuna yakın yaşanılan olaylar, annenin bebeğinin öldürülmesine şahit olması... Her şeye rağmen erkek çocuk isteyen Kongzi'nin Meili'yi sürekli hamile bırakıp, erkek çocuk doğurmasını beklemesi... Kadın olmanın zorluğunu anlatan, hikayesi zor bir kitaptı. Aşağıdaki alıntının kitabı özetlemeye yeteceğini düşünüyorum.
- Eğer kadın cinsel organıyla doğacak kadar şanssızsan, nereye gidersen git izleniyorsun. Erkekler bacak aramızı, devlet rahimlerimizi kontrol ediyor. Bedeni kilitlemeye çalışabilirsin ama yine de anahtar devletin elinde. (41)
Cenneti Öldürmek 
Ma Jian
Doğunun Nietzsche'si olarak bilinen, Lübnan asıllı filozof, şair ve ressam olan, sevgiyi her şeyin üstünde tutan Halil Cibran ve kaleminden dökülen cümlelerde hissettiğimiz sevginin kutsallığı...
Kısa hikayelerden oluşan bir Halil Cibran klasiği demek yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum.
*Yüreğimin derinliklerinden bir kuş uçtu göklere.Uçtukça daha da büyüdü. Ancak yüreğimi terk etmedi. *
Rüzgargülü 
Halil Cibran
Okumaya başlarken fazla beklentim yoktu. Genelde bu tarz kitapları okurken sıkılıp tamamlamadığım zamanlar da olmuştu. Ama bu kitap beni ters köşe yaptı. Hayattan dersler veren çok güzel yazılmış bir kitapla karşılaştım. Okurken keyif aldığım bir eser oldu.Beğendiğim alıntılardan birkaç tanesini de eklemek istiyorum.
İçindeki Bana Dokun 
Hüseyin Cengiz
-
Okur Takip Önerileri
İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?
Romanda erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünden geriye kalanların yaşadıkları, yaşatmaya çalıştıkları anlatılıyor. Çıkan savaş yüzünden insanların çocuklarını, eşlerini cepheye göndermesi, savaşın uzun sürmesi üzerine askere gidenlerin yaşlarının aşağıya çekilmesi, kalanlar arasındaki yardımlaşma, dayanışma, toprağın işlenmesi, hasadın toplanması, açlıkla mücadele, cepheden gelen ölüm haberleri ile yıkılan hayatlar, yarım kalan hayaller...
Sevgi, huzur, mutluluk yerini nasıl ayrılığa, gözyaşına dönüştürür bunu bir kez daha görmüş oldum.
Kitabı okurken sürekli "Barış, Sevgi, Mutluluk içinde yaşamak varken, neden bu Savaş?" derken buldum kendimi. Gerçekten de "İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?"
Tolganay Teyze, Suvankul, Kasım, Maysalbek, Caynak, Aliman, Ayşe Teyze, Bektaş, Canbolat...
Gidenlerin, gidip de dönemeyenlerin arkasında kalmak nasıl bir şey bunu çok güzel gösterdiniz. Geride kalanların başlarına her ne gelirse gelsin dayanışma halinde olması beni çok etkiledi. Nedendir bilmiyorum ama Maysalbey seni unutmayacağım...
Toprak Ana 
Cengiz Aytmatov
Suriyeli bir babanın, çocuğu Mervan için sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkmadan önce yazdığı bir mektup.
Eylül 2015'te Avrupa'da güvenli bir yere gitmeye çalışırken Akdeniz'de boğulan ve cansız bedeni kıyıya vuran üç yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan Kurdi'nin hikayesinden esinlenerek yazılan bir eser.
* -Sana dedim ki, "elimi tut. Korkacak bir şey yok."
-Bunlar yalnızca söz. Baba sihirbazlığı derler buna. Ama bu, senin ona olan güvenin, babanı mahvediyor. Çünkü bu gece tek düşünebildiğim, denizin ne kadar da derin, engin ve umursamaz olduğu. Ve seni ondan korumaktan ne kadar aciz olduğum.*
Khaled Hosseini
- Sonu bilinmeyen ama ısrarla yürünen yoldur kutsal olan -
- Belki de hepimiz bir günahın bedelini ödüyoruzdur.
Yazarın diğer kitaplarının aksine dinin yoğunlukta olduğu, Yahudilerin anlatıldığı bir eser. Konu olarak Yahudilere emanet edilen kutsal emanet sayılan Yedi Kollu Şamdan'ın (Menora), Vandalların eline geçilerek kaçırıldığını ve Yahudilerin arasından bir grup insanın onun peşine düşmesi anlatılıyor. Bu serüvende Menora'yı en son gören 7 yaşındaki Benjamin'dir. En son gören kişi olarak yeni nesillere onu anlatır, aktarır. Cemaat arasında çok saygıdeğer birisi olarak görülür. Aradan yıllar geçer, Benjamin 88 yaşına geldiğinde Menora hakkında yeni bir bilgi duyulur; kutsal emanet Bizans'ın eline geçmiştir. Benjamin yanına bir genç alarak tekrardan kutsal emanetin peşine takılır, denizaşırı yolculuklara başlar. İmparatorun huzuruna çıkıp şamdanı geri almak ister. İstenmeyen bir durumla karşılaşır. Fakat sonunda işler yolunda gider ve bir arkadaşı ona bu konuda yardımcı olur. Benjamin her şeye rağmen yanlıştan, insanları aldatmaktan kaçınarak sonuna kadar erdemli bir insan olduğunu bize göstererek kutsal emanete kavuşur. Ve bu olay iki kişinin bildiği bir sır olarak kalır. Tek sır bu değildir. Sadece Benjamin' in bildiği bir sır daha vardır. Ve Benjamin kutsal emanete kavuşmanın, onu topraklarına ulaştırmanın huzurunu yaşar.
Bence okumaya şans verilecek güzel bir kitaptı...
- Sonu bilinmeyen ama ısrarla yürünen yoldur kutsal olan - ( Benjamin bu yolculuktan vazgeçmediğin için çok mutluyum)
Gömülü Şamdan
Stefan Zweig
11. yüzyılın en önemli şair ve düşünürlerinden olan Yusuf Has Hacip'in on sekiz ayda tamamladığı eser 6645 beyitten oluşmaktadır. Balasagun'da yazılmaya başlanan eser 1069 yılında Kaşgar'da tamamlanmıştır. Karahanlı hakanlarından Tobgaç Buğra Han'a sunulmuştur.
"Mutluluk Veren Bilgi" anlamına gelen Kutadgu Bilig alegorik bir münazara şeklinde yazılmıştır. Eserde dört kahramandan söz edilir ve bu kahramanlar bazı soyut kavramları temsil eder. Bunlar:
Kün - Toğdı (hükümdar) “gün doğdu, doğan güneş”, adaleti temsil eder.
Ay - Toğdı (vezir) “ay doldu, dolunay”, baht, talih ve ikbali temsil eder.
Ögdülmiş (vezirin oğlu) “övülmüş”, akıl ve anlayışı temsil eder.
Odgurmış (vezirin kardeşi) “uyanık”, dünya işlerinin sonunu temsil eder.
Eser hükümdar ve bu kişilerin karşılıklı konuşmalarından oluşmaktadır. Kutadgu Bilig bir yönüyle nasihatname özelliği taşırken bir yandan da siyasetname özellikleri taşımaktadır. Devlet nasıl yönetilmeli, sosyal düzen nasıl olmalı, insanlarla nasıl ilişki kurulmalı, doğan çocuğun nasıl eğitimi nasıl olmalı vb. soruların cevaplarını bize veriyor.
Okunmasında fayda olduğunu düşündüğüm bir eser, güzel nasihatlerde bulunuluyor.
Kutadgu Bilig
Yusuf Has Hacip
