İSMET İNÖNÜ'NÜN EŞİ MEVHİBE HANIM'A SURİYE'DEN GÖNDERDİĞİ MEKTUBU 8 EYLÜL 1918
Ruhum Mevhibeciğim,
Geçen de benden mektup alamadığın için üzülmüşsün, yazılarını okudukça ne kadar sevindiğimi ne kadar ferahladığımı bilemezsin. Fakat benden bir postacık mektup almayınca o kadar çok üzülmene taraftar değilim biz birleşirsek ne kadar birikmiş kusurum varsa hepsini unutuncaya kadar gözlerinden öperim. Sıhhatini pek merak ediyorum.
İstanbul'un pahalılığı ve darlığı bahsedildikçe hep seni düşünüyorum. Rahat mısın, canının istediğini bulabiliyor musun, alabiliyor musun, sıhhatin iyi mi, hiç üzüntün yok mu? Her mektubunda bana bir sıkıntınız olmadığını söylemeyi unutmuyorsun. Fakat acaba doğru mu, aman ha her ne olursa olsun bana yazdığın şeylerde asla hatır için veya yalan için bir şey bulunmasın. Bir defa yüreğime senin söylediğin bir sözün doğru olmamak ihtimali gibi bir vesvese girerse, artık dünyada benim için huzur ve rahat kalmaz. Aman bu noktaya pekiyi dikkat et zararı yok, sen bana desen ki "üç gün başım ağrıyor, iştahım yok fakat mühim bir şey değil" doğru olsun da buna da razıyım. Fakat desen ki "iyiyim", halbuki iyi değilsin, rahatsızdım, o zaman fena. Çok üzülürüm söz nereden açıldı ruhum İstanbul'un sıkıntısında siz nasılsınız? Hiç sıkıntı olmamak kabil değil çünkü anlattıklarına göre afet. Fakat hali ben doğru bileyim.
İsmet