-Deniz durgundu, iç çekiciydi gök yine;
Ne var ki her şey bana kara ve kanlıydı,
Sanki yüreğim kalın bir kefen kaplıydı,
Gömülüp gitmişti bu benzeşim içine.
Neşenin zorunlu olduğu sıralarda neşeden yoksun kalmak kadar, neşenin var olduğu zamanlarda bundan sonuna kadar yararlanamamak da insanın ruhunu çökertir ve söndürür.
Varoluşumuzu izleyen bir başkası olmadığı sürece gerçekte varolmadığımız doğrudur belki de, söylediklerimizi anlayacak biri olmadan doğru dürüst konuşamayız, yani meselenin özüne inicek olursak, sevilmiyorsak, tam anlamıyla yaşıyor olamayız.
“Beynimin kıvrımlarını sarsan o çan sesini duyar gibiyim ve benim terk ettiğim, diğer insanların ise yollarına hala devam ettikleri o dingin ve tekdüze hayatı ancak uzaktan ve bir uçurumun yarıklarının arasından görebiliyorum.”