"Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?"
Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için... Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil... Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hulasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki... Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kâfidir.
“Yalnızca bir an ama. Yalnızca bir an farklı görünüyor her şey.
Çünkü bu şehir de diğer şehirlere benziyor. Burada da karnını doyurmak, başını sokacak bir yer bulmak, hastaneye, karakola düşmek gibi dertler var. Bu şehirde de geceleri duvarlara yazı yazarken bir şey gelip insanın bileğinden tutuyor, tabii bu yüzden bazı harfler atlanıyor, sözcükler yanlış yazılıyor. Sonuçta bu şehirde de çoğunluk aynı kanıyı paylaşıyor: “Anarşistler imla bilmiyor.”