Kimseyle konuşamam. Ben her yerde yalnızım. İnsanlar sırf konuşmak için bir araya geliyor ve bana göre komik bile olmayan şeylere gülüyorlar. Konuşmaları bir şeyler söylemek ve söyledikleri şeyin doğru olduğuna inanmaktan ibaret. Bense oturuyorum ve gün oluyor ki, tek kelime etmeden bitiyor. Buna alıştım artık. İnsanları hor görüyor olabilirim. Alınıyor olabilirler ama gerçekten umursamıyorum. Gelecekte bu konuda ne hissedeceğimi merak ediyorum. Quiet american diyor ki: Birbirimizi anlamaya çalışmasak daha iyi olmaz mıydı? Ve hiç kimsenin bir diğerini asla anlayamayacağını kabul etsek, bir karı kocanın, bir aşık ve sevdiğinin, hatta bir anne-baba ve çocuğunun bile? Eğer özgürlük diye bir şey varsa, kimseyle bir bağı olmayan insanın içindedir. Hiç kimseyle. Ben yalnızken mutluyum. İnsanlar beni dışladılar, şimdiyse geri dönmemi bekliyorlar? Hayır, bunu asla yapmayacağım. Kendimi onlarla aynı safta göremiyorum. Sadece nefretim onlarla saf tutabilir. Nefretim ki, kimseyi incitemez, kendimden başka. Yalnızlığımla ilgili endişelenmektense onunla mutlu olmaya çalışıyorum, tüm bu mutsuzluğa ve öfkeye rağmen. Size düşüncelerimden bahsediyorum ama aslında onlardan emin de sayılmam. Çok mu mutsuzum yoksa çok mu mutluyum bilmiyorum. Ama umarım anlıyorsunuzdur.