Kitabı 5 günde okudum ve az önce bitti. Sıcağı sıcağına bir inceleme yapayım dedim:)
Kitabın konusu kısaca şöyle: İşadamı Hakan Turan'ın manevi kız kardeşi Melek kaçırılır ve Hakan, asistanı Ahu ve arkadaşı Derya ile bu kaçırılmanın peşine düşer. Olayların içine girdikçe, oldukça karmaşık, evrensel ve tarihsel birtakım bilgilere ulaşır. Sorularının bütün cevabı ise Osman Hamdi Bey'in hala kayıp olan Tekvin isimli tablosunda gizlidir.
Öncelikle kitabı oldukça sürükleyici ve heyecanlı buldum. Ayrıca kitabı okurken Galata Mevlevihanesi, Osman Hamdi Bey, Taksim'in altındaki maskemler, Galata Kulesi ve Tekvin tablosu hakkında araştırma yapma ihtiyacı hissettim. Kültürel anlamda çok doyurucu bir kitaptı. Edebi yönden inceleyecek olursak, yazarın kalemini ve olayları sade bir bakış açısıyla anlatmasını sevdim. Bunların dışında, kitapta beğenmediğim iki yer oldu. Birincisi; bütün olayların 24 saat içinde yaşanması bana oldukça gerçek dışı geldi. İkincisi ise kitap karakterleri Ahu, Hakan ve Derya arasındaki ilişkinin çok yapay olmasıydı. Yazar sanki bu karakterlerin arasındaki ilişkiyi kendi de kafasında oturtamamış gibi geldi bana.
Benim yorumlarım bu kadar. Eğer okuduğunuz romanın size kültürel anlamda bir şeyler katmasını istiyorsanız bu kitabı okuyun derim. Ayrıca oldukça sürükleyici. Bulunan her ipucunda heyecanlanıyorsunuz. Ayrıca bu kitap, yazarın Arif Ergin) ilk kitabıymış. Sanırım devamı da gelecek. Şimdiden iyi okumalar dilerim:)