Bir devleti hiçbir şey yenilik kadar rahatsız etmez: Değişiklik hep kötülüğe ve zorbalığa yol açar. Bir tek parça bozulunca düzeltilebilir: Her şeyin özündeki bozulma ve çürüme eğiliminin bizi ilkelerimizden uzaklaştırılmasına da karşı koyabiliriz; ama koca toplumu yeniden kalıba dökmeye, bu kadar büyük bir yapının temellerini değiştirmeye kalkmak, düzeltecek yerde silip süpürmek, ufak tefek kusurları toptan bir kargaşalıkla düzeltmek, hastalıkları ölümle iyi etmek, "devleti değiştirmekten çok yıkmak isteyen" kimselerin işidir. Dünyanın birden düzeleceği yoktur ama insan kendini sıkan şey karşısında o kadar sabırsızdır ki her ne pahasına olursa olsun ondan kurtulmak ister. Binlerce örnek de gösteriyor ki dünya böyle çabuk şifa aranmaktan hep zarar görür. Halinde genel bir iyileşme olmadıkça bir an dertten kurtulması iyileşme demek değildir.