Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hülya Yücel Ergün

Tomurcuk
Eskidi dünün bilgileri Ben sana olduğun gibi kal diyemem Yarın bir başkayım belki Zihnimde yeni bir pencere açar Edineceğim küçük bir bilgi Ve değiştiririm dünyayı sonra Gözlerim değişecek çünkü, Olduğum yerde bulamazsın beni Bugün bir sızıyı koyarım başucuma Yarın bir erdemin tomurcuğu oluverir Ve bilirim artık dün gördüğüm biri Bugün belki başka biridir.
Reklam
Bir Taş Kimsenin Değildir
Bir adam bir taşa pusu kurmuş. Onu yakalamış. Tutsak etmiş. Taşı karanlık bir odaya koyup kalan ömrü boyunca başında nöbet tutmuş. Neden böyle yaptığını sormuş annesi. Taşı ele geçirdiğini, taşın bir tutsak olduğunu söylemiş adam. Bak, demiş annesi, taş uyuyor, bir bahçede olup olmadığını bile bilmiyor. Sonsuzluk ve taş ana kız gibidirler; yaşlanan sensin. Taş yalnızca uyuyor. Ama ben yakaladım onu anne, onu ele geçirdim ve benim oldu, demiş adam. Bir taş kimsenin değildir, kendisinin bile. Ele geçen sensin, tutsağın üstüne titriyorsun. Çünkü tutsak kendinsin, çünkü dışarı çıkmaya korkuyorsun, demiş anne. Evet evet, korkuyorum, çünkü beni hiç sevmedin demiş adam. Haklısın, çünkü taş senin için neyse, sen de benim için oydun, diye yanıtlamış anne. Russel EDSON
Bumerang
Kablolarla uğraşmak, bana kurulması gereken bağların öneminden çok, o bağların doğru kurulması gerektiğini hatırlatıyor. Sarı olan kabloyu sarı halkalı yere değil de kırmızı halkalı yere taktığımızda işler pek yolunda gitmiyor. Bir an kablolardan oluşan cihazlar olduğumuzu düşünelim. Gözle görülmeyen kablolarımız var ve sürekli o kablolarla bir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kumun çok olduğu yere çöl, insanın çok olduğu yere şehir denir. ikisi de mahrumiyetin barınağıdır. Tarıma elverişsiz yerlerle derin insani ilişkilere elverişsiz yerler hemen hemen aynı yerlerdir. Şehirler. Metroda insanlar göz göze gelmemek için takla atmaya razılar. Bir çift yabancı gözle temas kurmak travma nedenidir neredeyse. Neden? Çünkü şehirlerde kimse kimseye bakmaz. Bakılmak, aniden sözlüye kaldırılan öğrencinin telaşını yaşatır, hazırlıksız yakalar bakış, oysa tarıma elverişli yerlerde bakış güven yaratır. Öyle sanıyorum.
Laikliği batıdan aldık sanıyordum, meğer türk devletlerinin bir özelliği imiş. Doğru bildiğim yanlışlar yıkılıyor, vahiyden kültüre kitabını okurken.
Reklam
Fatma Barbarosoğlu
" İnsanları güzele iyiye doğruya teşvik etmek üzere konuşanların, öncelikle insanların doğruyu, iyiyi, güzeli nasıl kavradığını; iyinin iyiliği, kötünün kötülüğü hakkında bilgilerini nereden edindiğine dair bir fikrinin olması gerekiyor. Nasıl sanatın dili modern öncesi dönemden bir hayli farklı ise, nasıl şairler şiirlerini divan edebiyatı ya da halk edebiyatı formunda dile getirmiyorsa, nasıl roman, klasik, modern, postmodern olarak farklı tema ve üslup ile ortaya çıkıyorsa din dilinin de değişmesi gerekir." m.yenisafak.com/yazarlar/fatmab...
Geri116
246 öğeden 241 ile 246 arasındakiler gösteriliyor.