Kitabın yere konulması bile yadırganırdı kültürümüzde. Peyami safa’nın, eski kitapların kaldırımlarda satılması karşısındaki isyanını hatırlayın. Kitabı yerlerde süründüren insanların asla ileri bir uygarlık kuramayacağını nasıl da haykırmıştı.
Yirmidört gün oldu. Ayakta durmaya çalışıyorum.
Yirmidört gün oldu baba, bilmeni isterim ki çok geciktin bilirsin ben beklemekten nefret ederim.
Yirmidört gün oldu, dedikodular birikti çay demlendi kapılar açık seni bekliyorum.