Gerçek şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitemeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır...
Çukurova insanları gittikçe zalim, kötü, sevgisiz oluyorlarmış... Dost diyecek hiç dost kalmamış. Herkes herkesin gözünü oyuyormuş, beş kuruşa insan babasını öldürürmüş...
Ve ben yaptığım tercümeyle Kur'an'ın hakkını tam olarak veremediğimin ve onun bütün anlam katmanlarına yeterince nüfûz edemediğimin farkındayım: çünkü,
De ki: "Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa, yine de Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi."
(...)
Esteve mektupları baktıktan sonra:
- Pekala... İçeri giriniz de bir misket şarabı içiniz.
Bu adam cevabında der ki:
- Teşekkür ederim. Benim acım ve ıstırabım susuzluğumdan fazladır.
Sayfa 61 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 7. Basım