Herkes bir başkası için tükeniyor. İsimleri ezbere bilinen insanları araştır, birbirlerinden şöyle ayrıldıklarını göreceksin: Birinci ikinciyi destekler, ikinci üçüncüyü destekler, kimse kendisinin destekçisi değildir.
İnsani durumlar, çoğunluğun daha iyi şeyleri tercih edeceği kadar iyi işlemiyor, en kötü tercihin kanıtı kalabalığın kendisidir.
Daha açık bir ifadeyle, en kötünün kanıtı kalabalık tarafından tercih edilmiş olmasıdır.
Ancak bir rehberi değil, aksine farklı yönlere çağıran insanların gürültüsünü ve çığlığını izleyerek, amaçsızca dolaştığımız sürece, gece gündüz iyi bir zihin için uğraşıp didinsek bile, kısa yaşamımız hatalar içinde tükenip gidecektir.
İnsan çok tuhaf bir yaratık.
... Ama bütün sakinliği ve bütün dürüstlüğüyle kendisini "Tanrı'nın en asil icraatı" olarak adlandırıyor. Size gerçekleri söylüyorum. Üstelik bu yeni bir fikir değil. Çağlar boyunca bunu anlatmış ve buna inanmış. İnanmış ve bütün ırkın içinde buna gülecek tek bir kişi bile çıkmamış.
İlk başta ne amaçla yapıldığımı bilmiyordum ama artık bu muhteşem dünyanın sırlarını araştırıp mutlu olarak tüm bunları bahşedene teşekkür etmek için burada olduğumu biliyorum.
Eğer öğrenecek hiçbir şey olmasaydı, dünya donuk bir yer olurdu. Öğrenmeye çalışıp öğrenememek bile öğrenmeye çalışıp öğrenmek kadar ilginçtir. Suyun sırrı, ben öğrenene kadar bir hazineydi. Sonra bütün heyecanı uçup gitti ve kayıp duygusunu tanıdım.
Bu tür yenilikçiler sadece ezberi küçümsemekle kalmıyor, başka şeyler de yumurtluyorlar. Örneğin, "aktif metot" diye bir meseleleri var. Bunu da ders yapmamak için geliştirdiler. Aktif metot deyip dersi çocuğa hazırlatıyor, kendileri de hiçbir şekilde derse çalışmıyorlar.
Zorlama altında gösterilen her türlü çaba yaşam enerjisinden feda etmeyi gerektirir. Ben asla böyle bir bedel ödemedim. Tam tersine ben düşüncelerimle beslendim, geliştim.