Hareket halinde olan için ölüm yoktu,tasa yoktu;devinim vardı sadece.
Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan
tren vagonlarında, çadırlarda,barakalarda,uzak diyarlarda yaşam vardı ve
yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar,
yollarda şahlandı.Nereye olursa...
Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler,
hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi.
Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Birden kulağı radyoya takıldı. "Beni hep böyle hatırla. Ayrılık görmemişiz daha. Hatırla kalbim hatırla " diyordu kadife bir ses. Sonra nakarat geldi. "Bir daha olmayacak şeyler, yeniden olacak şeyler, iyi ki olmuş şeyler." Gözlerine yaş oturdu, anneannesinin dediği şarkıydı bu,hani dedesiyle halı dokurken radyoda bir kez duyduğu, bir daha da denk gelemediği, ama sözlerini pek beğendiği. "Ah!" dedi kendi kendine. "Ah benim canım anneannem."
Ateş dansçısı kıza gülümserken sıkıca sarıldı,kalbi ağrıyordu. "Tabii ki,"dedi. "Ayrıca endişelenme.Yalnızca en güçlü ruhlar, duygularını gösterebilecek kadar cesurdur."
Kintra homurdandı."Kaptan böyle söylediğini duymasın."