Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mrcl

Benim anlamadığımı mı sanıyorsun ? Varolmak denilen o umutsuz düşü. Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte. Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma. Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık. Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek. Her kelime yalan, her jest sahte. Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi. İntihar etmek... Hayır. Fazlasıyla iğrenç. İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir. Susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya yada sahte jestlere. Böyle olduguna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor. Ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elizabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın. Ingmar Bergman - Persona ( 1966 )
Reklam
İnsan hiçbir yerde kendi ruhundan daha sessiz ve daha rahat bir sığınak bulamaz
Kişiler öğrenmek değil, inanmak istiyorlar . O yüzden sorun bazen epistemolojik değildir, psikolojiktir. İnanmak istemeyene hangi kanıtı sunarsanız sunun, boş olacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gecenin her ânını duyumsadığınız, dünyada yapayalnız olduğunuz, tarihin temel dramını yaşadığınızı düşündüğünüz uykusuzlukların işkencesini çektiniz mi?
Hayvanlara bakıyorum da Ben de hayvanlaşıp onlar gibi yaşayabilirim diyorum, hepsi kendi aleminde, huzur içinde... Durumlarından sızlanmazlar, kan ter dökmezler, Karanlıkta gözleri açık oturmuyorlar ve ağlamıyorlar günahlarına, Tanrı'ya olan borçlarını konuşup midemi bulandırmıyorlar, Hepsi hoşnut, hiçbirinin mal hırsıyla gözü dönmüş değil, Ne biri diğerinin önünde diz çöker, ne de binlerce yıl önce yaşamış kendi türünden birinin, Hiçbiri dünyanın en mutsuzu değildir ya da en saygı değeri.
Reklam
Hiç bir şey bilmeyen, hiç bir şeyi sevemez. Hiç bir şey yapamayan, hiç bir şey anlamaz. Hiç bir şey anlamayan, değersizdir. ~Paracelsus