Türlü vaadlerle iktidara el koyanlar eliyle gerçekleştirilmişti bu yıkım hem de…
1918 kaçış yılı olmuştu hürriyet kahramanlarımızın. Birer ikişer firar etmişlerdi kurtarmaya soyundukları vatandan !
İnsanlar sadece doğru kabul ettikleri bir tavırdan doğan mutluluğu kalıcı olarak kabul ederler.
Zevklerden ibaret bir mutluluk ise gelir geçer. Daha hissedildiği anda ölür!
“Mutluluk ancak başımıza gelince ne olduğunu hissedebileceğimiz bir duygudur. Beklenmedik ve kişiye özeldir. Yani reçetesi olmayan bir idealdir mutluluk. Ona ulaşmanın anahtarı ise insanın kendi kendini tanımasında saklıdır. “
"Allah Allah diyelim, Sancak-ı Şâhî çekelüm Yürüyüp her yaneden Şark'a sipahi çekelüm
İki yerden kuşanalum yine gayret kuşağın
Bulaşup toz ile toprağa, bu râhi (yolu) çekelüm
Paymal (ayakları altına alınmış, perişan edilmiş) eyleyelüm
Kişveri'ni (Yurdunu) Surbser'ün
Gözüne, sürme deyü dûd-i siyahi (kara elem, kara üzüntü) çekelüm
Bize farz olmuş iken: olmaz İslâm'a zahir Nice bir oturalum, bunca günahı çekelüm
Umarum rehber ola bize Ebûbekr-ü Ömer Ey Muhibbi, yürüyüp Şark'a sipahi çekelüm"