Anton Çehov adlı yazara hayatımda ilk defa bu kitapla karşılaştım.Kitaplığımda bulunan bu kitabı sürekli erteleyip okumaktan kaçınıyordum.Kitabın dışına baktığımda Altıncı Koğuş ne anlama gelebilirdiki en fazla hapishanedeki insanlardan bahsediyor olsa gerek diyordum.Keza dün kitabı elime alïp okuyana kadar.Ancak okumaya başladığımda kitabın hapishanedeki insanları değil akıl hastanesine yatırılmış insanllardan bahsettiğini anlayınca yepyeni bir serüvene atıldığımı anladım.Kitap beni o kadar derinden etkiledi ki en çok şu cümle hoşuma gitmişti "Acıyı küçümsemek onlar için hayatı küçümsemek anlamına geliyordu.
Onlara göre insanın bütün varlığı açlığı,soğuğu,hakareti,yokluğu hissetmek ve ölüm karşısında Hamlet gibi korku duymaktan ibaretti.Bütün bir hayat bu duygulardadır.Hayatın yükü altında ezilebillir,ondan nefret edebilirsiniz,ama onu küçümseyemezsiniz."Hayat dinamik bir yapıdır.Karşılaştığımız her olay karşısında gidip te mutlu olamayacağımız yadsınılamayacak bir gerçektir.Aslında hayat acılarla beslenmek demektir.Kendi benliğimizi bu acılar sayesinde oluştururuz. "Yalnız kalmadan mutluluğu bulmak mümkün değildir."Nasılda doğru bir söz mutluluk her zaman gelip geçicidir.Önemli olan acıların üstesinden geldikten sonra üzerimizde bıraktığı mutluluk tesiridir.