Saatlerin geri alınacağı gün, ekim sonları… Camın önünde, on yedi yaşındaki oğlunun, gece yarısı eve dönmesini bekleyen bir anne…
Önce oğlunu görüyor; bir adama doğru ilerliyor, elinde bir bıçak ve sonra aniden gerçekleştirdiği bir cinayet…
Jen, o gece gözlerinin önünde gerçekleşen bu olaydan sonra çaresizlik içinde ne yapacağını bilemez halde karakoldan evine dönüp uyuyakalıyor. İşte her şey tam da buradan sonra başlıyor. Boşanma avukatı olan Jen, her sabah geçmişteki farklı günlere uyanıyor, cinayetten önceki bir başka güne daha… Olayı çözmesi ve oğlunun bu cinayet yüzünden hayatının kararmaması için ona engel olması gerekiyor. Buna neden olan her neyse geçmişte saklı ve uyandığı her yeni günde ipuçlarını iyi değerlendirip bunu bulmaktan başka çaresi yok. Sonuç ne olursa olsun çocuğunun bu cinayeti işlemesini engellemeye ve onu kurtarmaya kararlıdır.
Yalanlar, sırlar, kayıplar ve geri dönebilecek miyim korkusu…
Herkese merhaba. ‘Yanlış Yer Yanlış Zaman’ her sayfasıyla kendine hayran bırakan bir kurguya sahip, şahane bir kitap… Uzun zaman sonra bir solukta okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. Psikoloji, zamanda yolculuk gibi konularla harmanlanmış bu kitabı tabi ki türü seven herkese tavsiye ediyorum Daha ne kadar ileriye -aslında günbegün geriye- gidecek diye merakla çevirdim sayfaları. Yazarın da dediği gibi, Russian Dolls gibi ama bu bıçaklı hali. :)