Yeryüzünde aklı başında her insan ödlek ve köle olmak zorundadır. İçlerinden biri bir olay karşısında küçük bir yüreklilik gösterecek olsa boşuna sevinmesin, böbürlenmesin: nasıl olsa bir başkasının karşısında boyun eğecektir.
Avcıların saçmaları altında can veren sürünün içinde deli gibi koşarak kendini çalıların ardına atan bir karacanın yaşam sevinciydi bu. O günü de kurtarmışlardı. Görevliler ertesi sabah yine gelecekti ama yirmi dört saat, koca bir ömür gibiydi.
Bölünmüş bir dünyada, sağduyulu kalmaya çalışan ve herhangi bir takıma girmeyen adama duyulan kuşku, sonunda o insanın çarmıha gerilmesiyle sonuçlanıyordu.
Diğer insanlara ihtiyaç duymayanları anlamıyorlar. Birilerine bağlı olmamanın yalnızlık çekmek olduğunu sanıyorlar. Kimse bunlara manevi gücün ne olduğunu öğretmemiş.