"İnsan, mesut körlük içinde hayatını doldurup gidiyor..."
Necip Fazıl'ın birkaç tiyatro eserini daha okumuştum fakat bu eseri hepsinden daha güzeldi. Yaratılış, ölüm, kader üzerine felsefik tarafı da olan, Hüsrev'in psikolijik buhranları aracılığıyla yaşamı sorgulatan bir kitap.
Eseri okuyunca anlıyorsunuz ki Necip Fazıl'a boşuna üstad denilmiyor. Ayrıca okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bir solukta bitirdim. Kısa ama öylesine derin bir kitaptı ki bir hafta etkisinden çıkamadım.
Eseri bitirince uzun bir müddet zihninden " Ne yapayım anne kestiniz incir ağacımı... " cümlesi gitmedi.