"İnsan neden ölümsüz değil?" diye düşünüyordu."Beynin merkezi ve kıvrımları,görme ve konuşma kabiliyeti,bu sağlık ve deha,bütün bunlar toprağa karışarak eninde sonunda yer kabuğuyla birlikte soğumaya ve sonrasında dünyayla birlikte güneşin etrafında milyonlarca yıl anlamsızca ve amaçsızca dönmeye mahkumsa neye yarar? Toprağın altında soğuyacak ve dünyayla birlikte dönecekse insanı bu yüksek, neredeyse Tanrısal aklıyla yoktan var etmeye ve sanki alay edercesine tekrar çamura dönüştürmeye hiç gerek yok."
Maddenin dönüşümü... Ölümsüzlüğün karşısında bu ucuz baheneyele teselli olmak ne büyük korkaklık! Bilincin dışında doğada meydana gelen bu süreçler, insanın aptallığından daha aşağidır, çünkü aptallıkta bile bir bilinç ve irade mevcuttur; süreçlerde ise buna eşdeğer bir şey yoktur. Yalnızca ölüm karşısında saygıdan çok korku duyan bir korkak,bedeninin zamanla bir otun , taşın ya da kurbağanın içinde yaşayacak olmasıyla teselli olabilir. Maddenin dönüşümünde kendi ölümsüzlüğünü görmek, kırılan ve artık faydasız olan değerli bir kemanın kutusuna parlak bir gelecek öngörmek kadar gariptir