"Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi"
"Bizim aşklarımız tam sevgi olamadığı için, mânilere rastladığı için, taşlara çarpan su gibi kabarıyor, sıçrıyor, dağılıyor, gideceği yere rahat gidemiyor. Bütün tereddütlerimiz, şüphelerimiz, korkularımız, itimatsızlıklarımız, küçük görüşlerimiz, kendimize güvenemeyişlerimiz, iç çekişmelerimiz, öfkelerimiz, isyanlarımız, hepsi, hepsi, aşkımızın tam aşk olamamasından, yolunu bulamamasından. Bizimkisi aşk değil, aşk hastalığı; onlarınki aşk hastalığı değil, aşk."
"... avucunun içinde titreyen incecik bir kol, ona, yeryüzünde tek başına kalmış bir çocuğun, karşısındaki büyük tehditler önünde, kendini müdafaa için sahip olduğu küçük ve ehemmiyetsiz çarelerin en hazin bir hülâsası gibi gelmişti."