Dışarıdaki hayvanlar gözlerini bir domuza bir insana çevirdiler, sonra insandan domuza, sonra tekrar domuzdan insana ama onları birbirinden ayırt etmek imkansızdı artık.
Ağlayabilir miyim gönlüm müsaadenle,
Şöyle katıla katıla şimşekli bir gökyüzü gibi?
Günaha batan tüm kirliliğim ile ağlayabilir miyim?
Öylesine ama ölesiye, bu can çıkana kadar bedenden!
Nefsimin nefesi kesilesiye…
Pembe güller mor menekşelere düşesiye…
Sol yanımın ateşi yükselesiye kadar!
Kendi omzumda kimseciklere yük olmadan,
Ağlayabilir miyim?
İnsanın sessizce yaşayacağı bir histir keder, içe doğru derinleşme sağlayan, insanı manevi yönden olgunlaştıran, dünyanın kırılganlığını ve geçiciliğini duyuran bir his. Kederin artık ilerlemiş bir boyutu olarak değerlendirebileceğimiz depresyon, bir sosyoloğun betimlemesiyle, "kendi olma yorgunluğu"dur. İnsan bazen kendisi olmaktan yorulup ümitsizliğe düşebilir. Ama bu sürecin sonunda kendisini zenginleştirebilecek bir tecrübe edinir, hayata dair bir bilgi devşirir buradan.