Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İkra

İkra
@Nurikraa
4 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Onun kesin hesabı yıllar boyu peşimi bırakmayacaktı, çünkü Santiago Nasar, kendi düşüncesine göre, kapalı yerdeki çiçeklerin kokusunun ölümle yakın bir ilişkisi olduğunu sık sık söylerdi bana, o günde tapınağa girerken aynı şeyi söylemişti. "Cenazemde çiçek istemem ha," demişti bana, ertesi gün oraya çiçek konmaması işiyle benim uğraşacağımı aklına bile getirmeden.
Reklam
Angela Vicario aşk yoksunluğunun sakıncasını şöyle bir dokundurmaya cesaret edebildiyse de, annesi tek bir sözle onu susturmuştu. "Aşk da öğrenilir."
Ayrıca, onlardan daha terbiyeli kızlar olmadığını düşünürdü hep. "Onlar kusursuz kızlar," dediğini duyardım sık sık. "Her erkek onlarla mutlu olur, çünkü acı çekmek için yetiştirilmişler."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiç kimse acaba Santiago Nasar önceden uyarılmış mıydı diye merak etmemişti, çünkü öyle olması imkansız gelmişti herkese.
Dış dünyaya zihnimizin içeriğindeki düşünceler olmadan bakabilseydik yaşadıklarımız bambaşka olurdu.
Reklam
"Dünyadan sorumluyum çünkü ben dünyayım."
"Dünyada bazı şeyler yanlış gidiyorsa bu, bireyde bir şeyler yanlış gidiyor, dolayısıyla bende de bir yanlışlık var demektir. Bu yüzden, eğer duyarlı biriysem önce kendimi düzeltmeliyim." Jung
Russel insanoğlunun tüm başarılarının ve üstün zekasının onu yine de mezardan öteye götüremeyeceğini anlatırken şöyle demişti: "...İnsan bu güneş sisteminin sınırsız ölüm denizinde yok olmaya mahkum olduğunu idrak edebilecek bir öngörüye artık sahip değil ve insan başarı tapınağının bir gün kaçınılmaz olarak evrenin yıkıntıları altında kalacağını göremez halde."
"İlme istikamet veren devlettir. Devletimiz mi var ki ilmimiz olsun." "Demin devletin yokluğundan bahsedildiydi. Bu söz benim içimi yaktı hocalar! Devletimiz yoksa biz devlet olalım!"
Demek onlar da üzüntü çekmişler; hasreti ayrılığı tatmışlardı. Eskiden hanları, hükümdarları, dünyanın en bahtiyar insanı sanırdı. Bunları düşünürken, hayalindeki bahçeler soldu, sarayların parıltısı söndü.
Reklam
Biz gâvurun ilmini öğrenmeye kalkışsak değişiriz. Gâvurlaşırız, ataya ecdada lanet yağdırıp geçmişimize tükürürüz. Anladınız mı şimdi? Hani böyle olmasak Frenklerin ilmini alalım derim. Amma ilim başka şey gâvurlaşmak başka şey.
İnsan hayalsiz olamaz. Ama babamın hayalleri, dediğin gibi uçsuz bucaksız.
"İnsan sevk-i tabisii ile kitap okumalı, sen nasıl seçiyorsun kimden ne duyup peşine düşüyorsun kim bilir? Sana diyorum Adil bak, yetmiş çeşit delilik varmış duydun mu, bunlardan birini bile beğenmeyip önüne konanla bir şey olacağım, okuduklarıma iltica edeceğim, onlar da beni kurtarıp besleyecek sanma. Düşman düşmana mevlit okumaz."
"Saldırganlaşıyordu böyle durumlarda, kedinsinden bir şey istendiğinde, belirsiz bir şey, varlığı mesela, dostluğu... Zırvalardı bunu hissettiğinde. Zırvalamıştı. Oysa ne kadar da ihtiyacı vardı! Kutsal dostluk."