“Sen” virane kalbime ne yaptın?
Bak, divane aşkıma ne yaptın?
Alışkanlığın ipeğinde rahat uyuyordum.
Sen “kelebek” kanadıma ne yaptın?
Gözünün kadehinden içmeden sarhoş oldum
Baygınım, meyhanemi ne yaptın?
Meğer yaslanmaya layık değilmişim
Sen omuzumdaki hasreti ne yaptın?
Beni yordun ve sen de yorgun gittin .Ey yolcu! ..
Evime ne yaptın?
Gözyaşlarının yağmurundan dünyam ıslandı
Yuvamın çatısına ne yaptın?
~Afshin yadollahi
Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..
Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..
Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla..
Baş başa kalıyorum sonunda heyhatlarla..
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.
Ne olur
Kurudum da kadid oldum kumlarda
Bir sefer bekleye bekleye her gün ben.
Enginlerden bir rüzgâr esmez mi serin serin
Pul pul ürperişler geçer içimden.
Bir gün atlayıveresim gelir şu kıyılardan
Işıl ışıl yeşil yeşil sulara.
Al başını çek git, der deli gönül
Verip kendini bir büyük rüzgâra!
Ta yanıbaşında durup da böyle
Hasretini çektiğin şeylere hasret gitmek!
Hem tut o sular için halkol, hayat ol,
Hem tut sonra o sulara hasret çek!
Biraz dalacak olsam ta içimden bir şeyin
Çıkıp dolaştığını duyuyorum denizde.
Ama öyle bitirmiş ki kum beni
Ardından bir türlü gidemiyorum işte.
Bazen ayak sesleri duyarım dört yanımda,
Bakarım, masmavi, levent bir umut.
Bakarım, sülün gibi serene sarılmış
Püfür püfür bir bulut.
Zeki Ömer DEFNE
Dervişe sormuşlar; “İnsanın başına gelecek en güzel nasip nedir?” Derviş demiş ki; “Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada, seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır.” Sormuşlar dervişe; “Hayat nicedir?” Demiş ki; “Hayat bilmecedir. Attığın her adım bir hece...
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.