Dolayısıyla biz, bu hayattaki işlevleri, fonksiyonları, vazifeleri illa mekanik bir terazide tartmamalıyız.
İnsandan inancı çekip aldığınız zaman, kendi realitesi ile baş başa kalıyor.
Dünyeviyi uhrevi olarak alırsanız bir süre sonra dünyevi bu yükü taşıyamaz çöker.
Okur Takip Önerileri
Yani ihtiyaç izafi, en aza talip olanın özgürlüğü en fazla olur. Dünya böyle bir yer. Hayat böyle bir serüven!
Sayfa 39
Bu dünyanın problemleri deniz üzerindeki dalgalar gibidir, bazen durur gibi olur ama çoğunlukla çalkantı vardır.
O çalkantılara uzaktan bakabildiğinizde, hepsinde bir hikmet görürsünüz.
Sayfa 25
Deli aklını kaybedendir. Meczup ise gönlünü göklerin çekip aldığı, aklını kalbinde unutan adamdır.
Büyüdükçe küçülenleri Allah büyütür.
Sayfa 125
Şükür nimeti arttırır. Her nimetin şükrü kendi cinsinden olur.
Geçip gittikten sonra en büyük mutluluklar ya da en derin hüzünler dahi insan için sıradan bir şey hâline geliyor fakat insan o anı yaşarken, yani derdin yahut neşenin kucağındayken bununda gelip geçeceğini nasıl idrak edecek? Bunu bilmiyor.
Kudemâ buyurmuşlar ki: "Geleceğe ah etme, geçmişini yâd etme! Alacağın bir nefes, onu da berbat etme!"
Cenab-ı Hakk'ın böyle işleri vardır. Her şeyin bir vakti saati, vesilesi vardır da biz bilmeyiz.
Zaman dediğin nedir ki sahibinin yanında. Dostlarıda baktılar mı Allah'la bakarlar, onlardan bakan O'dur. Bildirdi mi bilirler. Ne kadarını bilirler? Bildirdiği kadarını.
Hakikat gördüklerimizden ziyade görmediklerimizde saklıdır. Gördüklerimiz, ötekileri kolayca görmeyelim diye bir perdedir.
İnsanoğlu bir ömür boyunca ruhlar âleminde tattığı o güzelliği bu aşağıların aşağısında arayarak yükselme derdiyle yaşar.
Sayfa 27