Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ogün parçay

Ama ölüm denen yüce ni­met de onu dileyenleri bahtiyar eder mi?
Reklam
Ah! Bir aşık nedir? Aşık, sevgilisine tapan bir köledir ki aşığı zerre kadar incinmesin diye aşkını gizleme derecelerine kadar fedakarlık gösterir. Bir aşık nedir? Aşık, sevgilisinin o yeni muhafızıdır ki kendi gözlerinin bile üzgün, hasret çeken bakışları eğer sevgilisinin iffet ve mahcubiyetinin şanına doku­nacak olursa gözlerini çıkarmak türünden bir gönül almayla, hasret dolu gözlerini sevgilisinden çevirerek yerlere diker.
Zihin ne kadar hızlıdır! Bir anda kaina­tı dolaşır. İşte zihnin dili de o kadar hızlıdır. Onun bir anda söylediğini, bir katip üç gün yazsa bitiremez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaten karakter, yaradılıştan daha kuvvetli olmasa yaradılışa galip gelebilir miydi?
Maddi dünyada hoş­lanabileceğim hiçbir şey olmazsa ne yaparım? Hayal âle­minde fikrimi gezdirerek ve gördüklerimin bir kısmını da kendi hususi âlemimde uygulamaya çalışarak şöylece birkaç dakika geçiririm. Zaten Victor Hugo da insan için bundan ziyade zenginliğe ulaşmanın mümkün olmadığını söylüyor.
Reklam
Bununla beraber aşkın en büyük hükmü kalp üzerinde olduğuna göre acaba merhamet ve şefkat bu hükümde aşk­tan geride mi kalır?
Zavallı adamcağızın zihninden geçen şeyleri bir sayfa üzerine yazıya geçirmek mümkün olsaydı, gerçi deli saçması gibi bir gariplikler defteri olurdu ama adı geçen garipliklerin her biri de birer filozofa çalış­ma konusu olabilirdi.
İnsanda daima ümit bulunmalı! Hatta ümitleri ihtimallerin üstüne çıksa bile o kadar zararı yoktur. Bir bakıma faydası bile vardır. Dünyada en ciddi mutluluk varsa o da insanın gerçekten mesut olduğunu kendi kendi­sine inandırabilmesinden ibarettir. Buna iç huzur derler ki o da ümitlerin kuvvet derecesi kadar kuvvetli olabilir.
Ne garip hal! İnsan dünyaya hangi bakış açısından bakarsa dün­yayı o bakış açısının gerektirdiği bir şekilde görür. Meyha­nenin birisinde yükünü tutmuş, rakının parlaklığı gözlerine yansıyıp gözleri parıl parıl parlayarak sokağa fırlayan bir sar­hoşun attığı naralar, yalnız neşesinden ibaret değildir; belki o halde gözlerinin bütün alemi neşeli görmesinden dolayıdır. Keder ve ümitsizliğin son noktasında olan insan da dünyaya baktıkça, alemi de kendisi gibi kan ağlıyor zanneder.
Ama bir adamın yaradılışı zaten fena olup da, üstüne al­dığı terbiye ve gördüğü örnekler de fena olursa o adam artık o kötü insanlardan olur ki görünüşü insan olduğu halde kal­bi şeytandan başka bir şey olamaz. İnsanlık bunlarla iftihar edemez, bilakis mahcup olur.
Reklam
Malum­dur ki çehreler, kalplerin yansıması olacak kadar aynasıdır, hatta bazı bilimadamlarının bizce de doğru olan düşünce­lerine göre, insan hangi yerde yaşarsa o yere mahsus bir de çehre edinir. Hele suç ve cinayet işleyenlerin yüzlerinde bu hallerini gösterecek işaretler pek açık olup, insana kıyan, can yakan melun insanların kötülükleri gözlerinden ve yüzleri­nin her gözeneğinden dışarıya vuruyormuş zannolunur.
Üstelik aşkta bir çeşit cinnet de bulunmasına, aşığın hare­ketlerinin hiçbirinde adeta deliden fark olmamasına karşılık, merhamet ve şefkate mağlup olarak bir harekette bulunan insan, o kadar akıllıca davranır ki akıl bile hayran kalır.
236 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Henüz 17 Yaşında
Henüz 17 YaşındaAhmet Mithat Efendi
8.1/10 · 1.898 okunma
"Hiç derin laflar değil, bir kere görebildikten sonra o kadar açık ve elle tutulur şeyler ki... Fakat doğru, bırakalım... Çünkü insanın kafası bir kere bunları düşünmeye başlarsa bu rahat koltuklarda bu kadar rahat oturmak mümkün olmaz sanıyorum."
Evet, bu dünya böyle yürümez, fakat her şeyin sırası var. İnsan karda yürüyüp izini belli etmemeli...
881 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.